Savaş yangını

Bölgedeki ekolojistler orman yangınlarının Kürt halkına karşı yürütülen operasyonlarla birlikte arttığına dikkat çekerken HDP’li Ziya Pir yangının helikopterler tarafından çıkarıldığını ve konuyu meclise taşıyacağını söyledi

cudi_halk_yangin27.07.2015 ONUR EREM @onurerem

PKK’ye karşı operasyonların yoğunlaştığı bir dönemde Diyarbakır, Dersim ve Şırnak’ta günler süren orman yangınlarının çıkması dikkatleri bölgeye çekti. Diyarbakır’ın Lice ilçesindeki yangının ardından bölgeye giden HDP Diyarbakır Milletvekili Ziya Pir, yangının askeri helikopterlerden çıkarıldığını söylüyor: “Yangının olduğu bölgeye giderken üzerimizden 4 helikopter geçti. Helikopterin birinden atılan bir şeyin yere düştüğünü, düştüğü yerde yangın çıkardığını gördüm. Konuştuğumuz köylüler de yangınların helikopterlerden atılan maddelerle başladığını anlattı. Diğer milletvekili arkadaşlarımız da benzer şeyler gördüklerini söyledi”. Pir, bu gözlemlerini bölgedeki diğer vekillerle birlikte raporlaştırıp mecliste araştırma önergesi olarak verecek: “Genel Kurul’da hükümet yetkilileri bizim yüzümüze nasıl bakacak çok merak ediyorum”.

Hozat ve Lice’de aynı

Ziya Pir, yangınların çıkma şeklinin de bu gözlemlerine uygun olduğunu, bir noktadan yayılan bir yangın değil farklı farklı noktalarda küçük öbeklerle yangının başladığını anlatıyor. Üstelik yalnızca Lice’den değil, Dersim’in Hozat ilçesinden de aynı gözlem geliyor. “Hozat’ta yangınlar öbekler halinde çıkıyor. Bir öbek söndürülüyor, sonraki gün o noktadan uzak başka bir yerde başka bir öbek yanıyor. Hozat Belediye Başkanı yangına müdahale ederken bu öbeklerde top kalıntıları durdu” diyor Dersim Ekoloji Meclisi’nden Özen Meral Uç. Bugün de Dersim’in Çığı köyünde askeri mühimmat patlaması nedeniyle bir yangın çıktığını anlatan Uç “90’larda da Dersim’de çok yangın çıkıyordu. Ne zaman olaylar yükselse benzer şeyler görüyoruz. Bu coğrafyada tarih tekerrürden ibaret olmuş.”

Akademik çalışma olmuştu

O coğrafyanın yakın tarihinde siyasi nedenlerle orman yakmalar olduğunu akademisyenler de doğruluyor. Beş araştırmacının bir araya gelerek yazdığı “Türkiye’nin Kürdistan bölgesinde bir kontrgerilla stratejisi olarak çevre yıkımı” adlı makalede “1991 ve 94 yılları arasında Tunceli’deki yangınlar üzerine yaptığımız araştırmada uydu görüntülerini kullanarak görgü tanıklarının anlattıkları yangınları doğruladık. Bu yangınlar rastgele bir şekilde çıkmış yangınlar değil, savaş ortamını dönüştürmek için Türk ordusu tarafından bilinçli bir şekilde uygulanan stratejinin parçasıydı” ifadeleri yer alıyor.

Halkın 90’larda çok büyük acılar, göçler ve katliamlar yaşadığını, şimdi de o dönemlere dönmekten endişe ettiğini anlatan Meral Uç, “Dersim Ekoloji Meclisi olarak biz bu süreçte karşımıza doğa tahribatlarının çıkacağını biliyoruz. Dersim’de yangınların artması bizi şaşırtmayacak” diyor.

90’ların karanlık günleri

Ziya Pir, Lice’de toplam 12 köye ateş sıçradığını, bir kısmında evlerin yandığını tespit ettiklerini söylüyor: “Bu bir rövanştır. Neyin rövanşıdır? Seçim yenilgisinin mi, iktidar kuramamanın mı, başkan olamamanın mı bilmiyoruz. Batıda diğer sol gruplara ve Alevilere, burada da Kürtlere yönelik saldırılar var. Bütün bunlar 90’ların karanlık günlerine dönüştür. Küçük hesaplarla bir halkı topyekün cezalandırma duygusu ancak kabile devletlerinde olabilir”.

HDP Şırnak Vekili Faysal Sarıyıldız da 20-30 yıldır süren çatışmalarda bölgenin doğasına çok büyük zarar verdiğini söylüyor. “Doğaya dönük tahribatlar ve yıkımlar en büyük vandallıktır, insan canı almaktan daha barbarcadır” diyen Sarıyıldız, savaşlarda tarafların birbirlerinin coğrafyalarındaki doğaya bilinçli olarak zarar verdiğini anlatırken “Ama doğa insanlığın ortak varlığıdır. Hiçbir halka, partiye ait değildir, tüm insanlığındır. Bu yüzden doğaya zarar verenler tüm insanlığa zarar verir” diyor. Türkiye’nin batısında orman yangınlarına gelişmiş aletlerle müdahale edilirken doğusunda halkın kendi bölgesindeki yangınları söndürmesinin bile engellendiğini vurgulayan Sarıyıldız, iki hafta önce Cudi Dağı’ndaki yangına dair şunları söylüyor: “Bölgedeki bir köylüden duyduğumuz, askerlerin ‘Bu dağlarda tek bir silahlı adam kalmayıncaya kadar burayı yakacağız’ dediği. Oradaki doğayı bir halkın, mücadele eden bir kesimin barınma alanı olarak görüp yok etmek gerektiğini düşünüyorlar. İnsansızlaştırdıkları bölgeleri de yeraltı kaynaklarını çıkaran şirketlere veriyorlar. Buna karşı halk doğasına sahip çıkarak mücadele etmeli. Tüm dünua bölge doğasının devlet eliyle yakıldığını görüyor”.

‘Siz de bir ucundan tutun’

Dersim’den Özen Meral Uç, bölge dışında yaşayan insanların da mücadeleye destek verebileceğini söylüyor: “Burada mermer ocaklarından HES’lere kadar çok ciddi mücadeleler veriyoruz. Bölge dışındaki insanlar da buraya gelip direnişe katılabilir, kendi bölgelerinde kamuoyunu bilgilendirebilir, insanlara anlatabilir. Son dönemde bazı insanlar yalnızca sosyal medyada paylaşımlar yaparak kendini tatmin ediyor. Öyle olmayın, siz de mücadelenin içinde yer alıp bir ucundan tutun”.

About onurerem

journalist @ birgün newspaper. twitter.com/onurerem
Bu yazı Haber içinde yayınlandı ve , , , , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Yorum bırakın