Şanar Yurdatapan, geçen yıl internet üzerinden açtıkları Düşünce Suçları Müzesi’ni uluslararası bir ağa dönüştürmek istediklerini söylüyor
28.07.2015 ONUR EREM @onurerem
Düşünce Suçu(?!)na Karşı Girişim’in kurduğu Düşünce Suçları Müzesi’nin açılmasının üzerinden bir yıl geçti. Yıllar önce İzmir’de bir müze olarak kurulmaya çalışılan fakat çeşitli sebeplerle hayata geçirilemediği için geçen yıl internette, dusuncesuclarimuzesi.net adresinde kurulan müzenin kurucularından Şanar Yurdatapan ile müzenin kuruluşunu ve gelecekte yapmak istediklerini konuştuk:
>> Düşünce Suçları Müzesi nasıl bir fikirle kurulmuştu?
1995’te Yaşar Kemal, Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde yargılanmaya başlandığında ifade özgürlüğünü kullandığı için başı belaya giren kişilerin yazılarının altına hep birlikte imzamızı atıp kendimizi savcılığa ihbar edelim dedik. Bu girişimle yayımladığımız ve yargılanan bir kitabımız oldu. Sonrasında yasaklanmış kitaplarla ilgili bir müze yapmak istedik. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti de bu müzeye mekan sağlayacaktı. Fakat o dönemki yönetim Kürt meselesi de işin içine girdiği için yan çizdi. O dönemde İzmir’de bir avukat grubunun da benzer bir planı vardı. 1997’de İzmir’de, birisinin babasından kalma eski bir binada, müze açmanın formalitesi farklı olduğu için sergi olarak açıldı. Çok da güzel oldu. Açılışında polis engellemesin diye Türkiye-AB Karma Parlamentosu Başkanı’nı çağırmıştık.
Fakat daha sonra garip bir şey oldu, Kemalistlerden bir hücum geldi. Nazım Hikmet’in kitapları da var, Mızraklı İlmihal de var. Yasaklanmış kıyafet olarak sarık da var. İskipli Atıf Hoca’yı idam etmişler sarık giymeye devam ettiği için, şakası yok bu işin sonuçta. Ben laik bir görüşteyim diye bunu görmezden gelemezdim. Ama bu konuların etrafında çıkan tartışmalar nedeniyle oradaki arkadaşlarımız ikiye bölündü, müze devam ettirilemez hale geldi. Çok güzel malzemeler toplamıştık ama yalnızca 10 gün açık kalabildi.
>> Daha sonra bu müzeyi internete taşımaya nasıl karar verdiniz?
Müze açmak için devletten izin almak gerektiğini, bugün izin verse bile yarın iptal edebileceğini bu vesileyle görmüş oldum. Ayrıca sonraki yıllarda Kerinçsiz ve arkadaşlarının 6-7 Eylül ile ilgili bir sergiyi basıp etrafa zarar verdiklerini gördük. Bu da müzeyi fiziksel olarak kurmanın başka bir riskiydi. Pek çok kişinin yıllarca uğraşarak topladığı malzemeleri bir grup insanın mahvetmesi çok kötü olurdu.
Yıllar geçtikçe bu müzeyi internette kurma fikri çıktı. Erişimi engelleyebilirlerdi ama materyalimize zarar veremezlerdi.
İki yıl önce hazırlığına başladık. IFAX adlı uluslararası ifade özgürlüğü kuruluşundan kaynak bulduk ve siteyi yazdırmaya başladık. Sonra da sitenin içini kolektif çabayla bugünden geçmişe doğru doldurmaya başladık.
>> Site bir yıldır açık, ziyaretçi sayınız nasıl? Müzeye eklemeyi planladığınız yenilikler var mı?
Daha önceki projelerden öğrendiğim bir şey var: Ziyaretçi sayısına bakmamak. Çünkü o rakamlar insanı bir süre sonra yönlendirebiliyor. Sitede bir şey yaptığınızda ziyaretçi sayısı artınca bu sefer hep öyle şeyler yapmaya yöneliyorsunuz. Böyle bir şey olsun istemedik.
Sitemizi tamamen açık kaynak kodlu yaptık. İsteyen aynı kodları alıp hiçbir para ödemeden kendi müzesini yapabilir kendi görüntülerini kullanarak. Lübnan ve Batı Afrika’dan ilgi gösterenler oldu.
Hayalimiz pek çok ülkede aynı şekilde müzelerin olması, birinden tek tıkla diğerine geçebilmek. Örneğin bizim müzemizde Nazım Hikmet’in odasını gezerken odadaki bir resme tıklayarak Şili’deki insanların hazırladığı müzenin Pablo Neruda odasına geçilebilecek. Müzenin içinde bir mezarlık kısmı var, dünyanın farklı bölgelerinde ölmüş insanların mezarını bir arada görebiliyorsunuz. Hiçbir müzenin sunamayacağı bir imkanlar bunlar. Bu şekilde milyonlarca link kurulabilir, ortak dil İngilizce ile tüm müzeler gezilebilir.
>> Şu an müzeyle ilgilenen kaç çalışan var?
Düşünce Suçu(?!)na Karşı Girişim’in kendi ofisi var ve oradaki projeleri yürüten bir yapı, bir ekip var. Müze de bu yapının üstüne oturdu. Bu projelerde yer alan ekibin dışında müzeyle bilfiil ilgilenen üç kişi var. İkisi aynı zamanda sosyal medya işini de yapan ve evden çalışan insanlar. Üçüncüsü ise karikatürlerimizi çizen bir arkadaş. Gündeme göre müzede neredeyse her gün değişiklikler yapılıyor, ona göre karikatür çiziliyor. Örneğin utancımız bölümünde ifade özgürlüğüne karşı çıkan veya açıklama yapan insanlar, güncellik sırasına göre yer alıyor. En öne en güncel utancımızı koyuyoruz. Örneğin şu anda en güncel kişi Başbakan Davutoğlu. Ama bugün İstanbul Valisi Vasip Şahin, Barış Yürüyüşü’ne karşı yaptığı “Benim gösterdiğim yer dışında ve izin almadan yürüyüş yapamazsın” açıklamasıyla en öne geçecek.
Aynı kişi tekrar açıklama yaptığında yine sıranın başına gelecek, fakat bu sefer futbol takımlarının şampiyonluk sayısına verilen yıldızlar gibi yıldızlar olacak büstünün altında.
>> O zaman başbakan ve cumhurbaşkanının yıldızları kısa sürede ekranı kaplayabilir…
Evet öyle bir risk var. ABD bayrağındaki gibi yıldızları nereye sığdıracağız diye uğraşmamız gerekebilir!
Düşünce ve ifade özgürlüğünü hiç çekinmeden savunan insanlar da bu büstlerin karşısında yer alacak, gururumuz bölümünde. Bu bölümü yaratmaya da Havva Ana’yı gördüğümüzde karar verdik.