Beyoğlu’nda örgütler ve mahalle dernekleri Gezi Parkı’na açık kürsü istiyor

BEYDER Başkanı Tahir Berrakkarasu: Gezi Parkı’nın meydana bakan tarafında, merdivenlerin hemen üstünde herkesin kullanımına açık bir kürsü yapılması için Beyoğlu’ndaki yerel unsurlarla birlikte Valiliğe başvurmayı planlıyoruz

ONUR EREM 22.07.2014

Türkiye ve İstanbul’un en önemli merkezlerinden biri olan Beyoğlu’nun eğlence sektörü, son yıllarda en kötü dönemini yaşıyor. Masa yasaklarıyla başlayan bu dönem Gezi’den beri polis şiddeti nedeniyle esnafın iş yapamaması, İstiklal Caddesi’nin zemininin bozulması, Taksim Meydanı’nın her yağmurda göle dönüşmesi ile devam ediyor. Beyoğlu’ndaki esnafın ve eğlence sektörünün en önemli temsilcisi BEYDER’in başkanı Tahir Berrakkarasu ile esnafın durumunu ve Beyoğlu’nun geleceği hakkındaki düşüncelerini konuşmak üzere buluştuk.

>> Bir yıl önce sizinle yaptığmız söyleşide Gezi’deki polis şiddeti nedeniyle iş yapamadığınızı, esnafın bir önlem paketine ihtiyacı olduğunu söylemiştiniz. Aradan geçen bir yılda talepleriniz ne kadar karşılandı? Esnafın durumu nasıl değişti?

Gezi’nin ardından, sertlik azaldıktan sonra, Ağustos ayında bir talep listesi hazırladık. Kredilerin ertelenmesi, borçların yeniden yapılandırılması, bu süreçte iş yapamamış veya dükkanı zarar görmüş esnafı rahatlatacak önlemler talep ettik. Cumhurbaşkanlığı’ndan Beyoğlu Belediyesi’ne kadar, özel bankaların da olduğu 29 kuruma mektup yolladık. Cevap bile verilmedi bu taleplere.

https://i0.wp.com/media.sondevir.com/250x190/2013/06/13/taksim-temizlik.jpg

“Masa operasyonunun ardından belediye yetkilileri kurunun yanında yaş da yandı dedi. Belediyenin görevi kuruyu yeşertmek olmalıydı. Bir sorunumuz da KOBİ kredilerinden faydalanamamamız. Bu kredileri kullanmamıza alkol sattığımız için izin verilmiyor.”

Türkiye’de masa-sandalye operasyonu yapılan tek yer Beyoğlu. Bu operasyonlardan sonra sadece masası olan mekanlar değil, gelen insanlardan beslenen tüm esnaf zarar gördü. Sinemalar ve tekstil şirketleri de buna dahil, BEYDER Başkanı olarak hepsiyle konuşuyorum. Bir kısmı zaten banka kredileriyle ayakta duruyordu. Zorunlu ödemeler dışındaki borçlarını ödeyemez hale gelmişlerdi, örneğin devlete olan sigorta borcu. Devlet bu borcu, ödemeyi aksatmama şartıyla yapılandırdı. Gezi’de geliri kalmayan esnaf ödeme yapamayınca yapılandırma bozuldu, borç faiziyle arttı.

Gezi’de esnaf olarak biz de parkın içindeydik. Oradaki kitle bizim müşterimiz, arkadaşlarımız, dostlarımız. Biz Gezi boyunca “bizi taraflaştırmayın” dedik. Biz kendimizi eylemci veya polis karşıtı olarak değil, şiddet karşıtı olarak konumlandırdık. Şiddeti orantısız bir şekilde uygulayan ise polis oldu. Taksim’e insanları sokmadıkları yetmedi, İstiklal’den Tünel’e kadar insanları kovaladılar. Gezi Parkı’na kimseyi sokmamak için çembere almak başka bir niyet, 100 metre ötede seninle dalga geçen, slogan atan insanları kovalamak farklı bir niyet göstergesi. İstiklal’i geçtim, ara sokaklarda, akrepleri, yılanları, böcekleri niye sokuyorsun? Biz bu şiddete karşı çıkınca “eylem yanlısı” diye yaftalandık. Biz öyle bir şey söylemedik ama öyle anlamak istiyorsanız öyleyiz. Bundan dolayı mı cezalandırıldık, kredi verilmedi, taleplerimiz reddedildi?

>> Şu anda zor durumda olan, söylediğiniz önlemlere ihtiyacı olan kaç esnaf vardır?

Şişli’den Karaköy’e kadar esnafın etkilendiği bu durum nedeniyle en çok zorda kalan esnaf İstiklal çevresindekiler. 500 ile bin arası esnaf vardır bir yardım paketine ihtiyacı olan.

Esnaf bu kötü günlerin geçeceğini düşünerek evlerini, düğününden, oğlunun sünnetinden kalan altınları sattı. Ama artık satacak bir şeyleri de kalmadı. Aileler yıkıldı bu nedenle. Herkes hayatının bu hale gelmesini kaldıramaz ki. İş yapamadığımız için boş oturmaktan harcamalarımız da normale göre arttı. Bizim taleplerimizin benzerleri, iktidarın oy alamadığı illerde zor durumda olan çiftçiler için hayata geçirildi. İstanbul’un kalbi denilen Beyoğlu için neden geçirilmesin?

>> Beyoğlu’ndaki dönüşümü ve ilçenin geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Beyoğlu’nda her yer otele dönüşüyor. Peki her yer otel olursa turist otelden çıktığında nereye gidecek? Nerede eğlenecek? Anladığım kadarıyla bütün eğlence ve alışverişin AVM’ler içinde yapılması planlanıyor. Antalya’da her şey içinde bulunan 5 yıldızlı oteller gibi AVM’ler yapılması planlanıyor. Zaten şu anda bir AVM var İstiklal’de, ikincisi de yolda. Bu gidişle üçüncüsü de gelir.

>> Beyoğlu esnafı eylem yasakları hakkında ne düşünüyor?

Gezi Parkı’nın sürekli kapatılması, eylemlerin yasaklanması ve yaşanan gerginlikler, dışarı çıktığında kafasını dinlemek isteyen insanların başka semtlerdeki mekanlara yönelmesine yol açtı. Anneler, babalar genç çocuklarının Beyoğlu’na gitmemesi için yeminler ettirmeye başladı.

Bir önceki yıl inşaat var diye 1 Mayıs’a izin vermemişlerdi, bu yıl bir gerekçe olmadan yasakladılar. Sonra da çıkıp “Beyoğlu esnafının camı çerçevesi inmedi” dediler. Beyoğlu esnafına bir sorsunlar o gün dükkanlar iş yapabildi mi? Günlük ortalama 100 milyon dolar cirosu olan Beyoğlu o gün 1 milyonda kalmıştır. Dükkanların çalışanları bile işyerine gelemedi. Emniyet yetkilileri “En iyi, en huzurlu 1 Mayıs’tı” dedi. Beyoğlu esnafının eylemlerin engellenmesi talebi yok ki! İki yıl boyunca 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasına izin verdiler, o zaman esnaf çok daha mutluydu. 30 yılın en iyi 1 Mayıs’ı o iki yıldı.

—Asmalı Mescit için görüşmeler yapıyoruz—

Asmalı Mescit’te masaların şikayetler nedeniyle kalktığını söylüyor belediye. Şikayetlerden biri de sokakta yürürken ceketine bir masadan haydari bulaşan bir yurttaşa ait. O ceketteki haydariyi öpüp başına koysun. Hatırlatmak isterim ki 10 yıl önce o sokaklarda şimdiki kadar esnaf yokken gece yürünmüyordu, değil ceketi, ceketin içinden atletini alırlardı. Çeteler, kapkaççılar, tinerciler sokaktaki esnafın çabalarıyla bölgeden uzaklaşmışlardı.

Asmalı Mescit denilen yer bir mahalle değil, bir sokaktır. Belediye yetkilileri de bu konuda hata içerisinde. Bölgede Asmalı Mescit Sokağı’ndan çok daha geniş sokaklar var, belediye ile o sokaklara izin verilmesi için görüşmeler yapıyoruz.

—İstiklal Caddesi’nin vahim hali, 2 ayda çözülebilirdi—

İstiklal Caddesi çok vahim bir durumda, İstanbul’un ve Türkiye’nin vitrini, ana damarı. Taşlar oynadı, yerinden çıktı, asfalt döktüler, kapaklar taktılar. Yürümek dahi zor. Caddede her yürüyüşümde takılıp düşenler, üstüne su sıçrayanlar görüyorum. Turist dediğin binalara, etrafına bakarak yürür, yüzüstü düşüyorlar.

Biz belediyenin ne düşündüğünü öğrenmek için Büyükşehir’le görüşme talebimiz oldu ama görüşemedik. Meydan ve İstiklal Beyoğlu Belediyesi’nin değil, Büyükşehir’in kontrolünde. Kadir Topbaş’ın Taksim Meydanı ve İstiklal Caddesi için peyzaj ihalesini verdiğini veya vermek üzere olduğunu öğrenmiştik. Ama sonra Taksim Meydanı için yapılan plana yürütmeyi durdurma kararı verildi. İstiklal Caddesi’nin ne kadar böyle kalacağını söyleyecek kişi Kadir Topbaş’tır.

‘İZMİR NÜFUSU KADAR İNSAN’

Başbakanlık konutunun veya başbakanın evinin yakınında bir şey olsun, bir saat içinde düzeltiyorlar. Önceki yenilemede 2 yıl boyunca çamur içinde yürümek zorunda bıraktılar bizi ama isteseler İstiklal Caddesi’ni de 1 ayda hallederler. Üçüncü köprüdense İstiklal Caddesi’ni düşünmeleri lazım, buradan haftasonu her gün 3 milyon insan geçiyor, bu neredeyse bir İzmir nüfusu. Köprüden geçmeyecek o kadar kişi. Yaşlıların dinlenebileceği bankların olduğu, çöp atmak için çöp kutularının olduğu, daha yeşil bir İstiklal Caddesi istiyoruz. Ama bank talebimizi “sarhoşlar uzanır”, çöp kutusu talebimizi de “bomba koyarlar” diyerek reddediyorlar.

—Gezi Parkı’nın meydan tarafına kürsü istiyoruz—

Beyoğlu esnafı olarak eskiden birlikte çok sayıda proje geliştirir, mahallelerimizi güzelleştirmek için fikirler üretirdik. Ama birkaç yıldır bütün enerjimizi varlığımızı devam ettirme mücadelesine harcamak zorunda kaldık.

Beyoğlu herkesin gözünün üzerinde olduğu bir semt, bu nedenle herkes burada eylem ve basın açıklaması yapmak istiyor. Biz de insanların bu hakkını destekliyoruz. Bu nedenle Beyoğlu’nun yerel dernekleri ve semt dernekleri ile birlikte bir proje geliştirdik. Gezi Parkı’nın merdivenlerinin tepesine kürsü olarak kullanılacak bir platform düzenlemesi yapılmasını istiyoruz. Basın açıklaması yapmak isteyenler kullansın, Londra’daki Hyde Park gibi herkes görüşlerini ifade edebilsin. Bu projemizi İstanbul Valiliği’ne ileteceğiz. Kürsü düzenlemesine dair bütün harcamaları esnaf olarak karşılamayı taahhüt ediyoruz. Eğer kabul etmezlerse iyi niyetli değillerdir.

About onurerem

journalist @ birgün newspaper. twitter.com/onurerem
Bu yazı Söyleşi içinde yayınlandı ve , , , , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s