Mısır’da Vakıflar Bakanlığı ve Gençlik Bakanlığı’nın ateizm karşıtı kampanya başlatma kararını ve Mısırlı ateistler BirGün’e değerlendirdi: “Hükümet farklılıkları, sorgulayan insanları tehdit olarak görüyor”
ONUR EREM 25.07.2014
Arap dünyasının en kalabalık ülkesi Mısır, ateizme karşı mücadele için resmi kampanyaya hazırlanıyor. Kampanya planını Haziran ayında açıklayan devlet yetkilileri ateizmin ülkede, özellik de gençler arasında hızla yayıldığını ve bunun Mısır ulusuna karşı bir tehdit olduğunu düşünerek harekete geçmişti. Kampanya Vakıflar Bakanlığı ve Gençlik Bakanlığı’nın ortak idaresiyle ilerleyecek. Al-Monitor’dan Ahmet Fuat, kampanyayı yürüten devlet görevlileriyle konuşmuş: Vakıflar Bakanlığı Camiler Direktörü Ahmet Türk ve Gençlik Bakanlığı’nın üst düzey yöneticilerinden Nuamat Sati.
‘ATEİZMİN TEHLİKELERİ’
Sati’nin anlattığına göre hükümeti harekete geçiren şeylerden biri, gençlerin artık ateist olduklarını açıkça söyleyebilir olması. Sosyal medyada ateizm hesaplarının takipçilerinin artması da bir diğer rahatsızlık gerekçesi olmuş. Yetkililer, ülkedeki tüm kötülüklerin kaynağı gibi, “ateizm belası”nın kaynağının da Müslüman Kardeşler olduğunu düşünüyor. “Müslüman Kardeşler ve benzer örgütlerin radikal açıklamaları gençliğin dinden soğumasına yol açtı” demiş Ahmet Türk.
Kampanya ile “ateizmin tehlikeleri ve topluma zararları hakkında farkındalık yaratılacak, ateistlerle diyalog kurup onların kararlarını gözden geçirmeleri ve dinlerine geri dönmeleri için fırsat verilecek”. Sosyal medyanın ateizmin yayılmasına neden olduğunu düşünüyorlar ve bu yüzden kendileri de sosyal medyayı aktif olarak kullanmaya karar vermişler. Sloganları: Bir daha düşün.
Anayasaya göre “Müslüman bir ülke” olan Mısır’da İbrahimi dinleri eleştirenler, “dini değerleri aşağılama” gerekçesiyle üç ile beş yıl arasında hapis cezasına mahkum olabiliyor. Peki devletin ateizmi bir tehdit olarak gören zihniyeti ve kampanyasının karşısında ateistler ne düşünüyor? Bunu Mısırlı ateistlere sorduk.
‘ATEİZMİ BİLMİYORLAR BİLE’
Ahmet Istakoz, Mısırlı bir insan hakları savunucusu. Düşünce ve İfade Özgürlüğü Derneği ile Zorunlu Askerliğe Hayır Hareketi’nde aktif olarak yer alıyor. Kendisiyle Kıbrıs’ta, vicdani ret konulu uluslararası bir toplantıda tanışmıştım. Rejime bu kadar çok noktadan itiraz eden bir insan olması nedeniyle tehditler alan Istakoz, devletin kampanyasının gereksiz ve anlamsız olduğunu düşünüyor: “İnsanların inanmamasının nedeni dini temsil ettiğini iddia eden Müslüman Kardeşler gibi örgütler değil, dinin kendisi. Ateizmin ne olduğuyla ilgili en ufak fikirleri yokken kendilerini kandırmaktan öteye geçemez bu kampanya”.
R.S. ise bir başka Mısırlı ateist. 21 yaşında, öğrenci olan R.S. güvenliği için ismini gizli tutmak istiyor. Istakoz’un aldığı tehditleri göz önünde bulundurunca anlaşılır bir talep. Kendisi ateistlerin artışında Müslüman Kardeşlerin rolü olduğu iddiasına “Saçmalık” diyor: “Bir ateist başka birinin yaptıkları nedeniyle ateist olmaz”. Ateizmin topluma bir tehdit olmadığını, ancak kendilerinden farklı olan her şeyi tehdit olarak gören hükümetin bu saçma görüşlerini topluma empoze etmeye çalıştığını söylüyor. Istakoz ise devletin görevinin ateizm karşıtı bir kampanya yapmak değil, farklılıkların bir arada yaşayabildiği bir toplum için çalışmak olduğunu ifade ediyor.
Devletler her zaman sorgulamayan bir toplum arzular. Bunun Mısır’da da geçerli olduğunu söylüyor Istakoz: “Ateistler topluma değil, düşünen ve sorgulayan zihinleri nedeniyle devlete ve hükümet politikalarına bir tehdit oluşturuyor. Siz bugüne kadar inananlarına “sorgulayın” diyen bir din gördünüz mü? Kampanya başlatmalarının nedeni de bu”.
‘ATEİST OLDUĞUMU AÇIKLAYAMAM’
Ahmet Istakoz ateist kimliğini açıkça ifade ederken R.S. bugüne kadar çok az sayıda insanla paylaşmış din hakkındaki düşüncelerini. “Ancak bu sayede başıma bela almaktan kurtulabilirdim” diyor. Istakoz ise ateist olmasının yakın çevresinde sorun yaratmadığını söylüyor: “Ailemin genç neslindeki tek inançsız ben değilim. Yaşlı nesil ateizme bir moda gibi bakıyor. Arkadaş çevremle de sorun yaşamadım. Dindar arkadaşlarım arasında ‘İslam çok güzel, gelsene’ diyenler oluyor ama neden reddettiğimi de anlıyorlar”.
Ancak Mısır toplumunun çoğunluğu, Istakoz’un çevresi gibi değil. “Mısır’da ateist dediğin zaman ahlaksız, etiksiz bir kişi gelir insanların aklına. Ateistlerin hiçbir konuda sınırı olmadığını, kimseye ve hiçbir şeye saygısı olmadığını düşünürler. Bu yanlış algı nedeniyle ateistlere saldırıyorlar. Öte yandan bu yanlış algı sayesinde öldürülme ihtimalimiz azalıyor. Eğer ateist kavramının İslam’ı, Allah’ı, tüm dinleri reddeden insanlar için kullanıldığını bilselerdi daha fazla saldırıya uğrardık” diyor Istakoz.
Mısır tarihinde Müslüman olmadan çok önce Hristiyan olan bir topluluktu. Bugün de toplumun yüzde 10’u, yani 8 milyondan fazla insan Hristiyan. Istakoz, eğer ateistlere “dine geri dönüş” kampanyası yapılacaksa, aynı mantıkla Müslümanlara da Hristiyanlığa geri dönüş kampanyası yapılması gerektiğini söylüyor. İnsanların düşüncelerinin temellerini anlamak yerine “diyalog” adı alında düşüncelerini baştan aşağıya değiştirmeye çalışmanın kötü niyetli olduğunu ifade ediyor.
KİM BASKI ALTINDA DEĞİL Kİ?
2011’den beri Mübarek, Mursi ve Sisi yönetimlerine sahne olan Mısır’da liderler değişirken baki kalan şey özgürlüklerin kısıtlanması ve devletin toplum üzerindeki baskısı oldu. Bu baskıya en fazla maruz kalan grupların başında ateistler geliyor. Geleceğe dair umutları var mı, merak ediyorum. Sorumu kaygıyla yanıtlıyor R.S.. Hükümetin baskısının azalacağını düşünmüyor, “Kapalı kapılar ardındaki planların ne getireceği belli olmaz” diyor ve ekliyor: “Biz normal insanlarız, toplumun bizi olduğumuz gibi kabul etmesini istiyoruz”. Ahmet Takoza ise medyada ateistler hakkında daha fazla yazı çıkmasını olumlu bir gelişme olarak yorumluyor ancak yine de umutlu değil: “Ateistler düşünceleri nedeniyle baskı göremeye devam edecek. Ama Mısır’da kim baskı altında değil ki?”