Çernobil’in tanıkları Türkiye’yi uyardı:
‘Bizim orada çocuklar küçük yaşta kanserden ölür’
Çernobil nükleer felaketinin tanıkları Yeşil Düşünce Derneği’nin davetiyle Türkiye’ye
geldi. Tanıklar nükleer santrallerin tehlikesine dikkat çekerken Türkiye halkını
yapılması planlanan santrale karşı uyardı
ONUR EREM – onurerem@birgun.net
Çernobil faciasının yıldönümünde, facianın ardından “Tasfiye Memurları”
olarak çalışan tanıklar yaşadıklarını paylaşmak için Türkiye’deydi. Dün Sabancı
Üniversitesi’nin Karaköy’deki binasında gerçekleşen, Yeşil Düşünce Derneği’nin
organize ettiği etkinliğe babası tasfiye memuru olarak çalışan Nina Jachenko,
helikopter pilotu olarak tasfiye sürecine katılmış ve 1993’te sağlık sorunları nedeniyle
emekliye ayrılmış Mykola Bakieiew ile Nükleer Savaşın Önlenmesi için Uluslararası
Hekimler Almanya Eski Başkanı Angelika Claussen katıldı. İşte konuşmacıların anlattıkları:
15 MİLYON İNSAN DOĞRUDAN ETKİLENDİ
Angelika Claussen: Çernobil nükleer kazası 20. yüzyılın en büyük nükleer faciası.
Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan 2 atom bombasının 200 katı radyasyon atmosfere
bıraktı. Sovyetler Birliği kazaya dair verileri sakladığı için uluslararası toplum yeterince
bilinemedi. 1991’de Sovyetler dağıldıktan sonra sağlık sistemi geriledi. Ukrayna
sağlık sistemi radyasyonun etkilerine karşı mücadelede yalnız kaldı. 830 bin tasfiye
memuru ve 350 bin Ukraynalı yoğun derecede etkilendi. Komşu ülkelerde 8 milyon
kişi orta derecede radyasyona, Avrupa genelinde 6 milyon kişi de düşük derecede
radyasyona maruz kaldı. Bazı Avrupa ülkelerinde Çernobil’in ülkelerindeki etkilerine
dair kapsamlı araştırmalar yapıldıysa da Türkiye’de böyle bir araştırma gerçeklemedi.
1949’da uluslararası nükleer ve sağlık kuruluşları 44 mSv biriminde radyasyonun insana
zararsız olduğunu iddia ediyordu, bugün 1 mSv biriminin zararlı olduğu konusunda
herkes hemfikir. Araştırmalar devam ettikçe gelecekte bu rakam daha da düşecek
belki. Ukrayna’daki sağlık verileri, küçük çocuklardaki beyin tümörlerinde 6 katı artış
olduğunu gösteriyor. Çernobil bize radyasyonla kanser dışı hastalıklarda da büyük
artışlar olduğunu gösterdi. Buradan almamız gereken ders bütün dünyada nükleer
enerjiyi terk etmek olmalıdır. Bir deprem ülkesi olan Türkiye’de kesinlikle nükleer
santral olmamalı.
ÇERNOBİL’E KADAR TEK BİR SAĞLIK SORUNUM YOKTU
Mykola Bakieiew: Aleksandria şehrinde askerliğimi yapıyordum. Çernobil’den
500 km uzaklıktaydım. Faciadan bir gün sonra helikopterler yollandı. Afganistan
savaşlarına katılmış en tecrübeli pilotlar gitti. Bizim temel görevimiz Çernobil
yakınlarından aldığımız kurşun ve kumu patlamış santralin üzerine bırakmaktı. 200 metre
yükseklikten çalışıyorduk ve isabeti sağlamak için olabildiğince yavaş uçuyorduk.
Bu durumun tehlikeleri hakkında bilgimiz yoktu o zamanlar. Görünmez bir düşmanla
savaşıyorduk. Dünyanın her yanında olduğu gibi pilotlar en sağlıklı insanlardan
seçilir. O güne kadar tek bir sağlık sorunum olmamıştı. Tasfiye işlemlerinden hemen
sonra hastaneye gönderildim ve sağlık sorunum olduğunu öğrendim. O günden sonra
senede en az 2 defa radyoloji merkezine yatarak belli tedavi süreçlerinden geçiyorum.
En büyük korkum benim sağlık sorunlarımın torunlarına yansıması. O bölgeye ilk
giden arkadaşlarımdan kimse hayatta kalamadı. Uygulanan tek önlem taktığımız bez
maskeydi. Ama pilot iletişimini engellediği için bezi çıkartarak konuşmak zorundaydık.
Radyasyon ölçümü yapıldığında çok yüksek çıktı radyasyonumuz. Ama 25 röntgene eşit
miktarda olduğu zaman işten atılıyorduk. Ailemizi geçindirebilmek için hiçbirimiz bu
ölçümlerin resmi kaydını yaptırmadık. O bölgeye dışarıdan yemek getirmek imkansızdı.
O yüzden elimizdeki, radyasyondan etkilenmiş yiyecekleri yiyorduk.
TÜRKİYE GİBİ GÜZEL BİR ÜLKEYİ RİSKE ATMAYIN
Türkiye gibi güzel bir ülkenin bu tür şeylere hiç ihtiyacınız yok, ülkenizi riske atmayın.
Benim en büyük hayalim askerliğim bittikten sonra kariyerime sivil pilot olarak devam
etmekti, ama sağlık sorunlarım nedeniyle hayalimi gerçekleştiremedim.
Ukrayna’da nükleer silah bulunmuyor. Alternatif enerji kaynakları varken atom
enerjisine yönelmeyi anlamsız buluyorum. Çernobil’in ardından atom enerjisinin
bugünlere ulaşmasında emeği olan bilim insanları ‘ben ne yaptım’ diye pişman oldu.
HEPİMİZDE SAĞLIK SORUNU ÇIKTI
Nina Jachenko: Ben bütün ailemle birlikte Çernobil çevresinde yaşıyordum. Facianın haberini yetkililerden, medyadan değil birbirimizden öğreniyorduk. Zaten herkesin nükleer
santralde çalışan bir tanıdığı vardı. Felaketin olduğu gün hava çok güzeldi, güneş çıkmıştı. Yaşadığımız yerde hep gençler vardı, ortalama yaş 25’ti. Tahliye işlemleri 27 Nisan Pazar günü başladı. Bize “sadece 3 günlüğüne götürüyoruz sizi” dediler. Yanımıza sadece çok öneli eşyalarımızı aldık. Çok acı anılarımız var artık. 4 Mayıs’a kadar tahliyeler devam etti. Hastanelerde gözlem altında kaldık bir süre. Hepimizde çok sayıda sağlık sorunu çıkmaya başladı. O zamanlar bize hiçbir bilgi vermediler, her şey sırdı. Ama şimdi daha iyi anlıyoruz
olanları. Tahliye olduktan sonra örgütlendik mağdurlar olarak. Çocuklarımızın sağlığından
endişe ediyorduk.
ÇOCUKLAR HAYATININ İLK YILLARINDA ÖLDÜ
Tahliyenin ilk günlerinde bizim hastalıklarımızın radyasyondan değil “radyofobi”dedn
kaynaklandığını iddia ediyordu devlet. Bu yüzden birçok çocuk hayatının ilk yıllarında
hayatını kaybetti. Ama sonra herkese sağlık güvencesi vermek zorunda kaldı devlet.
Ben hala her yıl Çernobil’e giderim. Orası benim memleketim. Dedemlerin mezarını
ziyaret ederim. Çernobil ormanlık bir alan olduğu için artık kendi evimi bile
bulamıyorum. Her yer ormanla kaplanmış.
HER ÇOCUKTA 5-6 HASTALIK VAR
İstatistiklere göre her çocuk 5-6 farklı hastalığa sahip. Bağışıklık sistemi zayıf
olduğu için yılda en az 5 kere hastalanırlar bizim oralarda. Küçük yaşta kanser olur
çocuklarımız. Ayaklarımız, bacaklarımızda sorun yaşıyoruz hepimiz. Yürümek
zor. Yüksek tansiyon herkeste yaygın. Yeni doğan torunum sürekli hastalanıyor, çok
endişeleniyorum.
Çernobil santrali inşa edildiğinde çocuktuk ve daha gelişmiş nükleer santralimiz oldu
diye seviniyorduk. Böyle sonuçları olabileceği konusunda kimse bilgilendirilmemişti.
Çernobil kazasının ardından yeni bir nükleer santral yapılacaktı, o durduruldu. Bir
santral ise kapatıldı. Ama hala aktif olan bir santral duruyor.
Başımıza gelenleri öğrenin ki, ülkenize nükleer santral yapılmasının ne gibi sonuçlara
yol açabileceğini öğrenin. Bu konu dünyada hep gündemde kalmalı, insanlar tehlikenin
farkında olmalı.
Yeşil Düşünce Derneği’nin organize ettiği etkinlikler dizisi bugün 13:00’te Mersin
Ticaret ve Sanayi Odası’nda son bulacak.
‘TASFİYE MEMURU’ NEDİR?
Facia sorasında 800 bin kişi Çernobil nükleer santrali ve çevresinde “tasfiye memuru”
olarak çalışmış, canlarını tehlikeye atarak yangını söndürmüş ve bölge halkını tahliye
etmişti. Radyasyona karşı önlem alınmasına rağmen tasfiye memurlarının yüzde 90’ı
radyasyon nedeniyle engelli kalmış, çoğu genç yaşta yaşamını yitirmişti.
Geri bildirim: ‘Bizim orada çocuklar küçük yaşta kanserden ölür’ | Dağ Medya