Galata Fotoğrafhanesi’nin Soma katliamının ardından Elmadere köyündeki yaklaşık iki yüz çocuk için düzenlediği 8 haftalık fotoğraf atölyesi bu hafta bitiyor. Eğitmenler, çocuklar ve aileler atölyeyi ve etkisini BirGün’e anlattı
ONUR EREM 13.08.2014
Soma’daki katliamın ardınan bölgeye gittiler, çocuklar için ne yapabileceklerini araştırdılar. Onlar Galata Fotoğrafhanesi’nin fotoğrafçıları. Daha önce 1999’da depremin ardından İzmit’te, sonrasında Sulukule’de, Roboski’de, Van’da çocuklar için atölyeler düzenleyen fotoğrafçılar bu sefer de Soma katliamının etkisini en yoğun hisseden köylerden, İzmir’in Kınıklı ilçesine bağlı Elmadere köyündeydiler. Haziran sonunda başladıkları çocuk atölyesini bu hafta sonlandıracaklar. Atölyenin eğitmenlerine, katılan çocuklara ve velilerine atölye hakkındaki düşüncelerini sorduk.

Gülnaz Bingöl: Hep böyle felaketler olduğunda çocuklara atölye düzenliyoruz, çünkü ancak o zaman insanlar para bağışlıyor. Felaket olmadan da, örneğin Afyon’un bir köyüne giderek çocuklara birkaç haftalık ücretsiz atölyeler düzenlemeyi çok isterdik. | Fotoğraf: Ayla Onat
Gülnaz Bingöl, atölyeni başlatmak üzere Soma’ya giden ekipten bir eğitmen. Çocuk sayısının fazlalığı ve devletin ulaşamadığı bir yer olması nedeniyle Elmadere köyünü seçtiklerini anlatıyor. Elmadere’ye devletin ulaşmaması sivil toplumun dikkatini çekince köye kontrolsüz bir hediye seli gelmiş. “Bunun sonucunda çocuklar herkesten oyuncak, hediye, dondurma bekler hale gelmişti. Köye gelen herkesin etrafını sarıp ‘bize ne getirdiniz’ diye soruyorlardı. Yardım yapmak elbette çok güzel bir şey ama bilinçli bir şekilde yapılmayınca hiç hesapta olmayan etkiler çıkıyor. Bu konuda gönüllü psikologlar da çok çaba gösterdi” diyor.
FOTOĞRAFLAR KİTAPLAŞTIRILACAK
30-40 Galata Fotoğrafhanesi gönüllüsü bugüne kadar Elmadere’deki atölyeye katılmış, her hafta en az 4-5 eğitmen yer almış. Katılmadan önce Özcan Yurdalan’dan eğitim alan gönüllüler çocuklara 3 grup halinde eğitim vermiş: Çalışmayan küçük çocukların yer aldığı A grubu 8 hafta boyunca haftada 5 gün eğitim alırken gündüzleri pamuk ve tütün tarlalarında çalışan çocukların dahil olduğu B grubuyla akşam saatlerinde atölye düzenlenmiş. Haftaiçi 5 gün eğitimden sonra haftasonları da küçük sergiler açmışlar.
Bir de 15-20 yaş arası çocukların yer aldığı C grubu var. “Onlara fotoröportaj eğitimi veriyoruz” diyor Gülnaz Bingöl, “Bu gruba bir yıl daha eğitim vermeyi planlıyoruz. O da bittiği zaman üretilen işlerin yer aldığı bir kitap yayınlayacağız. Çocuklar yetişkinlerin çekemeyeceği kadar güzel fotoğraflar çekiyor. Daha önce Roboski’de, Van’da düzenlediğimiz atölyelerde fotoğrafçılıkla tanıştıp büyüyünce fotoğrafçı olan çocuklar olmuştu. Ama bizim esas amacımız çocukların fotoğrafçı olmasını sağlamak değil. Yalnızca içlerindeki pırıltıyı öne çıkarmak, oranın dışında da bir hayat olduğunu, bir şeyler yapabileceklerini fark ettirmek, kendi yeteneklerini dışavurmalarını sağlamak”.
“Hem öğretmenim hem arkadaşım”
Köydeki 200 çocuğun neredeyse tamamının katıldığı bu atölyenin çocukların hayatını da değiştirdiğini, şiddete meyilli, her yabancıdan hediye bekleyen çocukların davranışlarının artık aynı olmadığını söylüyor Bingöl: “Şimdi hepsi iyi ki geldiniz diyorlar, aileler de çok memnun”. Ama bunu bir de çocuklardan ve velilerinden duymak istiyorum. Bunun için iki oğlu bu atölyeye katılan, katliamda iki kardeşini kaybetmiş Sezai Yıldırım’ı aradım.
DEVLET DİNLEMEDİ, TOPLUM SAHİPLENDİ
Yıldırım köylerinde ve Soma’nın genelinde halkın ihtiyaçlarını, taleplerini karşılayamadığından şikayet ediyor: “Burada maden dışında iş bulamıyoruz, madende çalışmaktan başka imkanımız yok. Devletten buna çözüm bulmasını istiyoruz, işyeri istiyoruz ama bizi umursamıyor. İki kardeşim öldü, maden şirketi hâlâ işe gelmem için kağıt yolluyor. Devletten böyle muamele görürken insanların gönüllü bir şekilde köyümüze gelmesi, eğitim vermesi, çocuklarımızla ilgilenmesi bizi çok mutlu etti. Yalnız olmadığımızı hissettik, devletten görmediğimiz değeri onlardan gördük”.
Yıldırım köyün ilk başta atölye hakkında şüpheleri olduğunu ama sonra projenin herkesin ilgisini çekmeyi başardığını söylüyor: “Çocuklar bir şey üretebileceklerini gördüler. Psikolojilerinde de değişim yarattı bu. Tabii bazı çocuklar vardır, çok yaramazdır, onlara bir şey yapamazsın, ama çoğu çocuğun davranışının olumlu anlamda değiştiğini gördük”.
‘ÖĞRETMENLERİMİZİ ÇOK SEVDİK’
Sezai Yıldırım’ın oğlu Berkay başından beri atölyeye katılıyor. 14 yaşındaki Berkay’la konuşarak atölye hakkındaki düşüncelerini sordum. Atölyeyi çok beğendiğini söylüyor. “Her şeye başka bir gözle bakar olduk, bakış açımızı değiştirdi”. Önceden ara sıra telefonla fotoğraf çektiğini, ama fotoğraf makinesi kullanmayı bilmediğini anlatan Berkay, arkadaşları çektiği fotoğrafları beğenince çok mutlu olduğunu söylüyor. “Öğretmenlerimize de teşekkür ediyorum, yorulmadan çalışıyorlar. Onları çok sevdik. Hem öğretmen hem arkadaşım gibiler.”