BirGün için çeviren: ONUR EREM

İnşaat alanıın uzaktan görünümü
ABD hükümeti Utah çölündeki Bluffdale kasabasında devasa bir tesisi bitirmek üzere. Bu tesiste aynı anda milyarlarca telefon konuşması, e-posta ve farklı araçlarla yapılan küresel iletişimler kaydedilecek.
Geçen hafta, İngiltere’nin kurmayı planladığı istihbarat merkezi dünya çapında haberlerde yer aldı. Oysa ABD’nin kurmayı planladığı Utah Data Merkezi (UDM) adlı bu tesis İngiltere’dekinden yüzlerce kat daha fazla bilgi işleme gücüne sahip. ABD Ulusal Güvenlik Ajansı’nın yeni merkezi olacak tesise 2 milyar dolardan daha fazla para harcandı. Dünyada telefon veya bilgisayar gibi elektronik bir araç kullanılarak yapılan tüm iletişimler takip edilecek ve kayıt altına alınacak. Yani bu para ABD’yi ‘topyekûn bilgi farkındalığı’na bir adım daha yaklaştıracak.
UDM o kadar büyük ki burada vereceğim rakamlar bile onun büyüklüğünü anlatmakta yetersiz kalacak. Şu an UDM’nin tamamlanması için gece gündüz 10 binden fazla işçi çalışıyor. Merkezin her yıl 40 milyon dolardan fazla elektrik faturası ödemesi bekleniyor. Wired dergisine göre, tesisteki toplam kayıt kapasitesi yottabaytlarla ifade ediliyor (Ç.N.: 1 yottabyte, bilgisayarlarımızın içinde bulunan 1 terabyte’lık hard disklerin 1 trilyon katı büyüklüğünde. 2009 yılında bütün internetteki datanın toplamı bile bir yottabyte’ın binde birinden azdı). Bu sunucuları soğutmak için 60 bin ton ağırlığında soğutma ekipmanı kullanılacak.
Wired muhabiri James Bamford’da göre, bu tesis bilgiyi depolamanın yanı sıra otomatik olarak analiz edecek yazılıma da sahip. “UDM uydulardaki, yeraltı ve sualtı kablolarındaki, yerli ve yabancı ağlardaki bütün verileri ele geçirecek, deşifre edecek, analiz edecek ve depolayacak. Özel e-postalarımız, cep telefonu konuşmalarımız, Google aramalarımız ve hatta kredi kartı ekstrelerimiz bile bu merkezde depolanacak” diyor Bamford: “Bizim sıradan bilgilerimiz bile farklı şifreleme teknikleriyle korunurken gizli bilgiler çok daha güçlü şifrelerle korunuyor. ABD hükümeti artık gittikçe güçlenen bu şifreleme yöntemlerini çözemediği için UDM’yi kurdu. Buradaki süper bilgisayarlar şifre kalıplarını inceleyelerek çözülmesi milyarlarca yıl alacak şifreleri çözme gücüne kavuşacak.”
Bu sayede ABD, dünyadaki diğer hükümetlerin, orduların kendi içlerindeki gizli yazışmaları, diplomatik ve finansal iletişimleri anında görebilecek. Bamford’a göre bu, dünyadaki en büyük ve en güçlü istihbarat hamlesi.
‘ABD İYİCE TOTALİTERLEŞTİ’
Ulusal Güvenlik Ajansı eski çalışanı William Binney’e göre ABD hükümeti, ülkenin dünya ile olan iletişimini zaten önceden beri takip edebiliyordu. Fiber optik kabloların ülkeye girdiği noktalara konan takip cihazları sadece ABD ile dünya arasındaki bilgi alışverişini gösteriyordu. Bununla yetinmeyen ABD ülke içinde “bildirimsiz dinleme” denilen bir uygulama başlattı. Halkın ilk başta isyan ettiği, sonra unuttuğu bu uygulamayla ABD içindeki bütün iletişim noktalarına (internet kutuları, telefon kutuları) dinleyiciler yerleştirildi ve günde 1.5 milyar telefon konuşması kayıt altına alınmaya başlandı. Şimdi UDM ile hem dünyanın geri kalanının kendi aralarındaki iletişimi takip edilecek, hem de bütün bu datayı analiz eden yazılımlar sayesinde bütün küresel iletişim ABD’nin önüne serilecek. Binney bütün bu planı anlattıktan sonra, “Bu uygulamayla totaliter rejimlerden pek bir farkımız kalmadı” dedi.
Sadece tesise giriş yetkilerini düzenleyecek sisteme 10 milyon dolar harcanan tesisin güvenliğini sağlayacak ekipmanlar da 10 milyon dolar değerinde. İngiltere’deki tesisin bu kadar konuşulduğu günümüzde bizi bekleyen esas tehlikenin Ekim 2013’te açılacak UMD olduğunu unutmamamız lazım.