Amerikan Rüyası’nda Çöküş
LINH DINH BirGün için çeviren: ONUR EREM 5 ocak 2011Halkı uyutmaya çalışan medya kuruluşları bıkmadan aynı şeyi yineliyorlar; ekonomik toparlanma başladı, kriz geçti! Associated Press “2 yıl süren krizin ardından 2010 Noel’i Amerikalılar’a alışverişi ne kadar sevdiklerini anımsatarak ekonominin toparlanmasına katkıda bulunacak” derken Yahoo Finance da 28 Aralık sabahında “Ekonomi rayına girdi” haberini veriyordu. Ancak bu haberden bir saat sonra şu haberi geçti: “Tüketici güven endeksi aralık ayında beklenmedik bir şekilde düştü.”
Ülkede mevcut sosyal kaos, suça yönelim ve umutsuzluk atmosferi içerisinde ekonomik bir batağa saplanırken ABD yurttaşları her gün büyük dozlarda saçma haberlerle uyuşturuluyor. Buna rağmen ara sıra sokağın gerçekleri de haberlere yansıyor. Hem de Amerika’nın Sesi gibi Washington’un sözcülüğünü üstlenmiş olan bir Soğuk Savaş sembolündeki haberlere bile:
[Amerika’nın Sesi]: Noel dönemi sizin açınızdan nasıl geçiyor?
[Kasiyer]: İyi değil, idare eder diyebiliriz.
[AS]: Niye? İşler iyi değil mi?
[Kasiyer]: Hayır değil. İşsizlik çok yüksek, dolayısıyla insanlarda alışveriş yapmak için para yok.
[AS]: Senin işin de tehlikede mi peki?
[Kasiyer]: Maalesef.
Şimdi halkın durumunu anlamak için yaşadığım yer olan Philadelphia’daki büyük bir alışveriş merkezine, the Gallery’ye ve orada çalışan insanlara bakalım. Bayan Fischel et ve peynir satan bir dükkan işletiyor. Son yıllarda satışları düzenli olarak azalmış, hâlâ da azalmaya devam ediyor. Bir de yönetimin kira fiyatlarını artırması işlerini daha da zorlaştırmış. Bu kriz döneminde fiyat artışına gidilmesinin nedeni ise alışveriş merkezinin neredeyse bomboş kalması. Üçüncü katı tamamen terk edilen, ikinci katında ise tek tük dükkan kalan Gallery’de sadece bu hafta içinde 4 mağaza kapanmış ve hiç giyim mağazası kalmamış içeride. Dükkan sayısı bu kadar azalınca yönetim de AVM’nin giderlerini karşılayabilmek için kalan dükkanların kirasını artırma yoluna gitmiş.
Fischel’in oğlu da California’da hukuk okumuş ve yeni mezun olmuş. Ancak iş bulamadığı için ailesinin yanına dönmek zorunda kalmış. Maaşı olmadığı gibi bir de öğrenim kredileri ve kredi kartı borçlarıyla uğraşmaya çalışıyor. Bu sadece ona özgü bir durum değil. 2006’da ABD’de üniversite mezunlarının üçte ikisi bir iş bulamadıkları veya buldukları işin geliri bir evin kirasını ödemeye bile yetmediği için ailelerinin yanına dönmekteydi. Günümüzde ise bu oran yüzde 85’e yükselmiş durumda.
Ali ise Pakistanlı bir göçmen. Ufak standında Çin’de üretilmiş ucuz çanta, kemer ve saat gibi aksesuvarlar satıyor. Aynı zamanda Gucci ve Coach gibi markaların da armalarını satıyor. Amerikan halkının yoksul sınıfları markalara karşı öylesine bir hayranlık besliyor ki, o markalı ürünleri alamasalar bile markanın armasını satın alıp sahip oldukları markasız ürünlere dikerek kendilerini ‘seçkin’ hissediyorlar.
Ali’nin ülkedeki ilk işi bir Seven Eleven dükkanındaymış. Orada biriktirdiği parayla kendine bir benzin istasyonu satın almış. Ama bütün birikimlerini Citigroup ve Fannie Mae gibi şirketlerin hisselerine yatırınca krizde her şeyini kaybetmiş. 146.000 doları battığı gibi, üstüne bir de evini kaybetmiş. Borçlarını ödeyebilmek için şu an bütün yaşamı işi olmuş durumda, lakin işten kazandığı para da her gün azalıyor. Eskiden günlük satışlar ortalama 1.500 dolar civarındayken bugün günde 500 dolarlık satış yapmak bile onu mutlu ediyormuş. Son iki yıldır zarar etmesine rağmen umudunu yitirmemiş: “Bir iki yıl içinde eşim ve çocuklarım için bir ev alabilecek hale geleceğim” diyor Ali.
Bay Giuliani ise eski bir bilgisayar tamircisi. Evlere 85 dolara bilgisayar tamiri için gidip üstüne bir de saat başı 28 dolar kazanıyormuş. Ancak patronları krizde maliyetleri düşürmek için Hindistanlı teknisyenleri tercih edince Giuliani işsiz kalmış. Şimdi saat başı 15 dolar karşılığında Gallery’de güvenlik görevlisi olarak çalışıyor.
Tren hatlarının kesişme noktasında bulunan Gallery’de son dönemde çocukların ve gençlerin gerçekleştirdiği şiddet olayları, toplumun yaşadığı çöküşe paralel olarak artmış. Çocuklar birbirlerini, mağaza sahiplerini hatta güvenlik görevlilerini bile darp etmeye başlamışlar. İşi ve parası olmayan bu gençlerin tek eğlencesi Gallery’de veya başka yerlerde kaos yaratmak olmuş. Mart ayında 73 yaşında bir adam ve 41 yaşında bir kadın 12 yaşında çocuklardan oluşan bir çete tarafından dövülerek hastanelik edilmiş. Çocuklar “Yakala ve mahvet!” adını verdikleri bu oyunu oynarken Belinda Moore’u kendilerine kurban seçmişler. “Kel orospu!” diye bağırdıkları Moore’u “Döv! döv!” tezahüratlarıyla dövüp çantasını çalmışlar. Mağdur olan Moore, Philadelphia Daily News’e yaptığı açıklamada “Bu çocuklar toplumdan mı yoksa yaşamın kendisinden mi nefret ediyorlar bilmiyorum ama bir insana nasıl böyle davranabiliyorlar anlayabilmiş değilim. Henüz 11-12 yaşlarındaki ufacık çocuklarda böylesine bir nefret nasıl oluşabilir?” demiş. Yine aynı yerde 18 yaşındaki bir başka genç de MySpace’deki blog’una “Çok sıkıldım” yazdıktan sonra 68 yaşındaki bir kadını kızartma tavasıyla öldürüp arabasını çalmış. Bu olayın ardından önce blog’una ağzında paralarla fotoğrafını koyup “Arkadaşımla şehir merkezine gidioruz, ağzıma biraz daha para koyun!” diye yazmış, ardından da “Yeni sipariş verdiğim siyah botlarım gelmek üzere!” demiş.
Giuliani’ye dönecek olursak, evi ailesinden kaldığı için bir mortgage borcu bulunmuyor. Fakat emlak vergisi ödeyemeyeceği seviyelere ulaşmış durumda. Çocukluğu bu evde geçmiş olduğu için evini pek satmak istemiyor, ama yakında satmak zorunda da kalabilir. Üstelik 10 odalı evin ısıtma masrafı çok yüksek olduğu için evi çok ucuza elden çıkarması da gerekebilir.
Gallery, daha çok müşteri çekmek için banliyö trenleri ve metro hatlarının tam kesişme noktasına yapılmıştı, ancak bu hatlar artık daha çok müşteri değil daha çok evsizin buraya gelmesine vesile oluyor. Buradaki dolambaçlı, labirenti andıran tasarım evsizler için bir sığınak görevi görüyor. Bu evsizler Giuliani gibileri tarafından kovulmadan önce binanın içinde amaçsızca dolaşıyorlar. Utanmaz Amerikan medyası köpeklerin bile bu Noel’de daha kendilerine alınan pahalı oyuncaklar sayesinde ekonomik toparlanmanın farkına vardığını söylerken, Gallery’de tekerlekli sandalyelerinde pinekleyen, mağaza köşelerine kıvrılıp uyuyan, veya çöplerde yiyecek bir şeyler arayan bu evsizler nedense(!) ekonomideki tam gaz büyümeyi fark edememişler.
‘Çöküş’ televizyonlarda gösterilmeyecek. Dışlanmış ve yalnız olarak hepimiz bunu bir başımıza yaşayacağız. Birer kusur olarak görülüp suçlanacağeFDz, Amerikan Rüyası fotoğrafından fotoshoplanacağız. Dibe battıkça daha da görünmez hale getirileceğiz. Gerçek ile yayınlananlar arasındaki kopuş her geçen gün daha da iğrençleşecek.