Londra 2012 başlarken ülkedeki sosyalistler neo-liberal ekonomide Olimpiyatlar’ın kamu bütçesinden özel sektöre para aktarımı dışında bir işe yaramadığını, halkı spora özendirmeyi bile beceremediğini anlatıyor
ONUR EREM | 29.07.2012 | BirGün
Yıllardır uluslararası spor etkinliklerini düzenlemek için aday olan ama bunca çabaya rağmen en büyük etkinliklerin hiçbirini (Futbol – Dünya Kupası, Yaz Olimpiyatları, Futbol – Avrupa Kupası) düzenleyememiş bir ülkede büyürken bu turnuvalar bana çok etkileyici gelirdi. Yaşadığım şehirde farklı kültürlerden yüzbinlerce insanın – kısa bir süreliğine de olsa – bir arada yaşayacağını, sporcuların şehirdeki insanlarla kaynaşacağını düşünürdüm.
Büyüdükçe, devletlerin ve büyük şehirlerin bu turnuvaları düzenlemeye can atmalarının ardında farklı nedenler yattığını anlamaya başladım. Medya çok yer vermese de her büyük etkinliğin olduğu şehirde/ülkede protestolar olduğunu görüyordum, ama bu protestoların nedenini kimse anlatmıyordu. Neyse ki internet var. Protestocuların hazırladıkları sitelere, bloglara girip onların yaşadıklarını okuyunca bazı semtlerin nasıl tamamen tahliye edildiğini ve soylulaştırıldığını, halkın kiraları ödeyemez hale geldiğini, uçuk bilet fiyatları yüzünden halkın büyük bir çoğunluğunun tek bir maç/yarışma bile izleyemediğini, devletin para getirecek spor müsabakaları için tesis yaparken halkın ücretsiz kullanabileceği spor tesislerinin sayısının da kalitesinin de her geçen yıl düştüğünü gördüm.
Bu konunun ilgimi çekmesinin en büyük nedenlerinden biri de, muhtemelen bir süre sonra İstanbul’un bir süre sonra muhtemelen bu turnuvalardan birine ev sahipliği yapacak olması. İstanbul 2000 ile 2020 arasında 2016 hariç tüm Olimpiyatlara adaylığını koyarak çok kısa bir süre içinde en çok aday olan 5. şehir haline geldi. Ayrıca ülke olarak neredeyse her Avrupa Kupası’na aday oluyoruz. Belki de Brezilya’nın 2014’te Dünya Kupası’nı, 2016’da da Olimpiyatlar’ı düzenleyecek olması gibi Türkiye’nin de 2020 yılında hem Avrupa Kupası hem de Olimpiyatlar’ı düzenleme ihtimali var.
Haziran ayında EURO 2012 ev sahiplerinden Polonya’daki Genç Sosyalistler Partisi Uluslararası İlişkiler Sekreteri Bartek Tyrcha ile yaptığım röportajda da “spor organizasyonu mağdurlarının” yaşadıklarını birinci ağızdan öğrenme ve aktarma fırsatım oldu. Londra’da Olimpiyatlar’ın gösterilmeyen kirli yüzünü daha iyi anlamak için ise Alliance for Green Socialism’den (Yeşil Sosyalizm için İttifak) Mike Davies ve Simon Shaw – Socialist Workers Party’den (Sosyalist İşçi Partisi) ile konuştum. Hem reklam bombardımanından çıkıp gerçekleri görelim, hem de bizi bekleyen tehlikeyi daha iyi tanıyalım diye:
Mike Davies – Alliance for Green Socialism (Yeşil Sosyalizm için İttifak)
>> 2012 Londra Yaz Olimpiyatları şehri nasıl etkiledi?
David Harvey’in de söylediği gibi büyük şehirlerin Olimpiyatlar için yarışmasının tek nedeni o şehirlerin elitleri. Bir şehirde Olimpiyatlar düzenlendiğinde bundan en çok şehrin elitleri kârlı çıkarken yerel yönetim bütçesi ve yoksul halk en çok darbeyi yiyor.
Dahası Olimpiyatlar ve benzeri büyük spor organizasyonları şehir merkezlerinde soylulaşmaya neden oluyor. Merkezi bölgelerde yer alan yoksul mahalleler, azınlık mahalleleri veya gecekondular yıkılarak burada yaşayan insanlar şehir dışına kovuluyor. Londra’da çok sayıda yoksul insanın ve azınlık gruplarının artan kira fiyatları nedeniyle şehir dışında gitmek zorunda kaldığına tanık olduk. Sadece yoksul halk değil, ufak mağazalar da kötü etkileniyor; ufak mağalar artan kira fiyatlarını karşılayamayınca kapanmak zorunda kalıyor ve yerine büyük uluslararası firmalar geliyor.
>> Uluslararası firma demişken DOW Chemicals’ın Londra 2012’ye sponsor olmasını nasıl karşıladınız?
Bu bütün dünya ve özellikle Olimpiyat komitesi için bir utanç. Bhopal, Hindistan’da binlerce kişiyi zehirleyerek öldürdüğü yetmezmiş gibi bölgeyi de onyıllardır temizlemeyen bu şirket parayı verince dünyanın en büyük spor organizasyonuna sponsor olabiliyormuş bunu da gördük. Buna karşı büyük protestolar düzenledik ancak bir sonuç alamadık.
Skandal sadece DOW Chemicals ile sınırlı değil – Olimpiyat ürünlerinin büyük bir kısmı Uzakdoğu’da çocukların bile köle gibi çalıştırıldığı sweatshop’larda üretiliyor. Buna izin verilmemesi lazım ama bu üzücü durum modern Olimpiyatlar için sıradan bir durum haline geldi.
>> Olimpiyatların ekonomik etkisi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Olimpiyatlar için harcanan para, 2005’te açıklanan bütçenin iki katını geçti bile. Halkın tepkisini çekmemek için bu rakamın özellikle düşük açıklandığını düşünüyorum. Londra Olimpiyatları Britanya ekonomisine zarar verecek. Ancak bu zararın Yunanistan’daki gibi büyük bir krize yol açacağını sanmıyorum. Çünkü iki Olimpiyat için harcanan para da birbirine yakınken Britanya ekonomisi Yunanistan’dan çok daha büyük.
Ayrıca Olimpiyat hazırlıkları için çalışan işçilerin durumu da tepki çekiyor. Çalıştırılan işçilere asgari ücret bile verilmediğine dair şikayetler var ve bu da Olimpiyatların sömürülen işçilerin emeği sonucunda gerçekleşeceği anlamına geliyor.
>> Halk Olimpiyatları canlı olarak izleyebilecek mi? Bilet fiyatları nasıl?
Bilet fiyatları o kadar yüksek ki bırakın yoksulları, halkın büyük bir kısmı için bilet almak oldukça zor. Dahası sınırlı sayıda olan biletler karaborsaya düştü. Şu anda çok büyük ve belgelenmiş bir karaborsa var.
—
Simon Shaw – Socialist Workers Party (Sosyalist İşçi Partisi)
>> Londra’da Olimpiyatların gerçekleşeceği bölgeler nasıl yerler?
Ben Londra’nın bir ilçesi olan Newham’ın Stratford mahallesinde yaşıyorum. Newham ve Olimpiyatların yapılacağı ilçeler sadece Londra’nın değil Birleşik Krallık’ın en yoksul bölgeleri. Bu bölgelerde yaşayan halk, hem yoksulluk hem de tesis yetersizliği nedeniyle spordan en uzak yaşayan halklardan biri. Obezite de oldukça yüksek – 10-11 yaşındaki çocuklarda yüzde 25!
>> Peki Olimpiyatlar halkı spora özendirecek mi?
Olimpiyatlar’ın Londra’da düzenleneceği duyurulurken verilen sözlerden biri de halkı spora dahil etme ve spor alışkanlıklarını değiştirme sözüydü. Ama bugün bu sözün yanına bile yaklaşılamadı. 2002’de Blair Hükümeti’nin yaptığı bir araştırma da halkın elit sporcuların mükemmel performanslarıyla bir özdeşlik kuramadığı için, Olimpiyatların düzenlendiği şehirlerde spora katılımın arttırmadığını ortaya koymuştu. Ayrıca sözleşmelere bakıldığında tesislerden çoğunun Olimpiyatlardan sonra yıkılacağını görebilirsiniz. Sporcuların kalacağı köy de Katar’dan bir firmaya satıldı.
Olimpiyat Komitesi’nin sözlerinin aksine bugün yoksul bölgelerde spor tesislerinin kapandığına tanık oluyoruz. Örneğin yerel yönetimimiz, bölgede halkın faydalanabileceği tek kapalı havuzu kemer sıkma politikaları nedeniyle kapattı – öte yanda 25 milyar liraya çıkan Olimpiyat bütçesini kimse sorgulamıyor. Bu havuzun dışında da birçok spor merkezimiz kapatıldı.
>> Halk nasıl tepki gösterdi?
Olimpiyatlara karşı en büyük protesto Aquatic Centre’ın arkasindeki Carpenters Estate’te gerçekleşti. İşçi sınıfının yaşadığı bu bölgeyi Olimpiyatlar için bir medya merkezine çevirme çabalarına karşı halk ayaklandı.
Olimpiyat çılgınlığını ufak bir örnekle iyice açıklayabileceğimi düşünüyorum. Olimpik Park’ın yakınlarındaki bir jimnastik salonunda öğrenciler aşırı sıcaktan şikayetçiydi. Yetkililer şikayetleri hiç önemsemedi; sonunda geçen hafta bir genç salonda sıcaktan bayıldı. Şimdi bu jimnastik salonuna bir havalandırma döşeniyor – ama halk için değil. Bu salonu Olimpiyatlar boyunca ABD voleybol takımı kullanacak. Olimpiyatlar biter bitmez de havalandırma sökülecek ve halk yine eski, sıcak salonuyla başbaşa kalacak.