Dave Lindorff*
BirGün için çeviren: ONUR EREM | 27.01.2015
* ABD’li gazeteci, yazar.
Yunanistan’dan gelen haberler hepimizi heyecanlandırdı. 40 yaşındaki dinamik ve Marksist lider Çipras’ın başbakanlığına yol açan SYRIZA’nın net zaferi yıllar süren kemer sıkma politikalarını sonlandırıp ülkeyi kurumsal bir talan sahnesi olmaktan çıkarıp gerçek demokrasiye geri döndürecek.
Avrupa’nın yozlaşmış sağ ve sol partileri, bir AB ülkesinde hakiki bir sol partinin seçim zaferi sonrasında paniğe kapılmış durumdalar. Bunun İtalya, İspanya, Fransa ve Portekiz başta olmak üzere kıtada büyümekte olan sol hareketleri coşturacağının farkındalar. Yeni toplumsal hareketler, Avrupa kıtasını yıllardır aralıksız yöneten yozlaşmış partiler duopollüğünü açıkça reddediyor.
Avrupa’nın merkez hükümetlerinin, özellikle de Almanya’nın yeni Yunan hükümetine ve yeni realiteye nasıl yaklaşacağını herkes merakla bekliyor. Brüksel, Lüksemburg, Londra ve Paris’teki bankacıların kucağına iki pis bir değnek düştü. Yunanistan’ın borçlarına dair tüm taleplerini müzakere etmeksizin geri çevirmeleri, ülkenin Avro bölgesinden ayrılmasına ve bunu örnek alan diğer Güney Avrupa ülkelerinin de aynı yolu izlemesine yol açabilir. Fakat Yunanistan’ın taleplerini, en azından bir kısmını kabul etmeleri durumunda, diğer Güney Avrupa ülkelerinin de aynı taleplerle kapılarına geleceklerini biliyorlar. Yunan seçmeni, ulusal ekonomilere ‘reform’ adı altında kemer sıkma politikaları dayatan, toplumsal programları kesintiye uğratan, maaşları düşürürken işsizliği artıran, sağlıktan demiryollarına kadar tüm altyapıyı özelleştiren Avrupa’daki neo-liberal mutabakatın üzerine bir el bombası attı. Bu noktadan sonra Yunanistan hangi yöne giderse gitsin, kıta asla aynı olmayacak.
Peki bunların ABD’de bir karşılığı olacak mı?
Avrupa’nın yaşadığı pek çok sıkıntı ABD’de de mevcut. Üstelik burada iki parti rejiminin yolsuzluğu çok daha gelişmiş, demokrasi mekanikleri kepaze edilmiş ve yoksulların itildiği koşullar Avrupa’dan daha kötü. Avrupa’da 2. Dünya Savaşı sonrası sosyal demokrat politikaların sağladığı toplumsal güvenceler kısmen devam ederken Atlantik’in diğer yakasında bunların izi bile yok. ABD’de toplumun yüzde 15’ini oluşturan 50 milyonluk bir nüfus hayatta kalma mücadelesi verirken, çocuklarının durumunun daha iyi olmayacağını düşünüyor. ABD toplumunun temeli diye tanımlanan “orta sınıf”ın toplumdaki nüfus oranı 50 yılda yüzde 53’ten 43’e geriledi. ABD’de böyle bir kriz varken SYRIZA’nın ABD versiyonu nerede? ABD’nin bir Çipras’ı olabilir mi?
Şu anda ülkede kimse Çipras’ın yanına bile yaklaşamaz. Senatörlerin arasında solculara en yakın olarak gözükenler bile ABD’nin emperyalist politikalarına ve trilyon dolarlık ordu harcamalarına açıkça itiraz edemiyor.
ABD’de yüzyıllardır devam eden yolsuzluk duopollüğüne karşı çıkacak gerçek bir sol alternatif çıkacaksa, onun liderinin Wall Street ve Washington’daki statükoyu rahatsız etmekten korkmayacak yeni bir yüz olması gerektiği aşikar. Yunanlar dünya halklarına yolu gösteriyor. Avrupa’daki bir çok halk bu yolu takip edebilir. ABD’liler de bir gün uyanıp ayağa kalkacak mı?