Türkiye kökenli vekillere resmi soykırım baskısı

Almanya’da Yeşiller milletvekili Ekin Deligöz, Türkiye Büyükelçiliği’nin Ermeni soykırımının tanınmaması için meclisteki Türkiye kökenli vekillere baskı uygulamaya çalıştığını anlattı

DSC_413520.04.2015 ONUR EREM @onurerem

Ekin Deligöz Almanya’nın federal meclisi Bundestag’daki 11 Türkiye kökenli vekilden biri. 1971’de Tokat’ta doğan, 1979’da ailesiyle birlikte Almanya’ya göç eden Deligöz, gençliğinden itibaren üyesi olduğu Yeşiller Partisi’ni (Bündnis 90/Die Grünen) 1998’den beri, 5 dönemdir mecliste temsil ediyor.

Tecrübeli siyasetçi, geçen hafta taz gazetesinin Ermenistan ve Türkiye’den davet ettiği 15 gazeteciyle bir araya geldi. Deligöz toplantıda Türkiye hükümetinin Almanya’daki siyasetçilere baskısından göçmenlerin entegrasyon sorununa, Ermeni soykırımından Alman eğitim sistemine kadar pek çok konuda açıklamalarda bulundu.

Mektupların dili değişti

“Türkiye hükümeti, Almanya’daki büyükelçilik aracılığıyla Türkiye kökenli vekillere Ermeni soykırımına karşı durmalarını söyleyen raporlar, dosyalar yolluyor. Mecliste bu konuyla ilgili dört yıl önceki oturum sırasında yolladıkları raporda sert ifadelerle ‘Soykırım tasarısına destek verirseniz sonuçları kötü olur, artık sizinle ilişkilerimiz kötü olur’, ‘Ermenilerin başına bir şey gelmedi, geldiyse de Kürtler yaptı’ ifadelerini kullanmışlardı” diyen Deligöz, bu yıl ise ellerine daha yumuşak bir tonda, bu konunun tartışılması gerektiğini söyleyen bir açıklama ulaştığını belirtti.

DSC_4138Yüzleşmede eğitimin önemi

Almanya’nın Yahudi soykırımı ile yüzleşmesinin ilkokul müfredatında başladığını anlatan Deligöz, “Burada ilkokula giden çocuğunuzun bir gün eve gelip ‘Baba, senin baban soykırım döneminde ne yapmış’ diye sorduğunu duyarsınız. Ataları soykırıma katkı verenler bunu çocuklarına itiraf eder. Soykırımdan kurtulan Yahudiler sınıflara gelip yaşadıklarını anlatır. Yaşlanan tanıkların tüm kişisel hikayeleri kameralar karşısında kaydedilir, ölseler bile hikayeleri ölmez” derken, aradan geçen yüz yılda tanıkların neredeyse tamamının ölmesi nedeniyle Türkiye’nin böyle bir yüzleşme fırsatını kaçırdığını söyledi. Yalnızca Türkiye hükümetinin değil, Türk halkının bir kısmının da bu konuda çok keskin olduğunu anlatan Deligöz, Ermenistan’daki Soykırım Anıtı’nı ziyaret ettiği fotoğrafları internete yüklediğinde pek çok küfür ve tehdit aldığını aktardı: “Fakat tam tersi tepkiler de aldım, ‘İyi ki gittiniz ve o fotoğrafı yüklediniz. Bu sayede biz bu konuda daha rahat konuşacağız’ dedi”.

Entegrasyonu sorununun başlangıcı

Almanya’daki Türklerin entegrasyon sorununa da değinen Deligöz, başlangıçta entegrasyonu istemeyenin Almanya olduğunu söyledi: “Göçmenleri farklı okullarda okutup haftada yalnızca iki saat Almanca öğretiyorlardı. Almanya için göçmenler çalışma yaşamları bitince ülkesine dönmesi gereken insanlardı. Bugün geldiğimiz noktada Almanya’nın başlangıçtaki bu tutumunun da etkisi var”. Toplumun bir parçası olmanın eğitimle başladığını söyleyen Deligöz, pek çok göçmenin iyi bir eğitim alamadığı için Türkçeyi de Almancayı da yetersiz bir şekilde konuştuğuna ve duygularını iki dilde de ifade etmekte zorlandığına dikkat çekti. Almanya’nın başlangıçta herhangi bir hak ihlaline ses çıkarmayacak vasıfsız işçiler istediğini fakat bugün de azalan işgücü nedeniyle vasıflı işçilere ihtiyaç duyduğunu anlatan Deligöz, vasıflı işçilerin haklarına daha fazla sahip çıktığını belirtti.

Toplumun tarihi

Bir toplumun tam anlamıyla parçası olmanın yalnızca bugününü ve geleceğini paylaşmakla değil, aynı zamanda geçmişini de sahiplenmekle mümkün olacağını anlatan Deligöz, bunu ilk olarak kendisini Alman toplumunun bir parçası olarak Yahudi soykırımından sorumlu tutup tutmadığını sorguladığında fark ettiğini anlattı ve “Benim burada doğup büyüyen çocuklarımın hisleri benimkinden farklı” dedi.

‘Çözüm fırsat yaratır’

Ülkeler arasındaki ilişkilerde gençlerin çok önemli olduğuna dikkat çeken Ekin Deligöz, Almanya’nın tarih boyunca çatıştığı Fransa ve Polonya gibi ülkelerle ilişkilerini geliştirmesinde iki toplumun gençliğinin farklı araçlarla sürekli temas halinde olmasının büyük rolü olduğunu anlatırken, bunun Ermenistan-Türkiye ilişkilerini de geliştirebilecek bir araç olduğunu söyledi: “Sorunlar çözüldüğü takdirde gelecekte Ermenistan Türkiye için Kafkasya’da önemli bir partner olabilir”.

About onurerem

journalist @ birgün newspaper. twitter.com/onurerem
Bu yazı Haber, Söyleşi içinde yayınlandı ve , , , , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s