Avrupa Güvenlik İşbirliği Teşkilatı Medya Özgürlüğü Temsilcisi Dunja Mijatović önceki gün İstanbul Bilgi Üniversitesi Dolapdere Yerleşkesi’nde “Türkiye’de Medya Özgürlüğü” konulu bir konferansa katıldı. Bosna-Hersek, Saraybosna doğumlu Mijatović, 1997’de kurulan Medya Özgürlüğü Temsilciliği’nin 3. dönem başkanlığını yürütürken temsilcilik adına Türkiye’ye resmi ziyarette bulunan ilk isim oldu.

‘TERÖRLE SAVAŞA ZARAR VERMEYİZ’

Mijatović’in korkak cevapları salondaki çoğu muhabiri rahatsız etti. Mijatović, hükümetlerle arasını bozmamaya özen gösterdiği için çoğu konuda muğlak konuştu.

Yaptığı işi “hükümetleri rahatsız eden konuları dile getirdiğimiz için siyasi ve zor bir iş” olarak tanımlayan Mijatović medya özgürlüğünün toplumdaki diğer sorunlarla da bağlantılı olduğunu vurguladı. “Bazı ülkelerde hükümetler pozitif adımlar atmakta çok yavaş davranıyorlar. Ancak bütün ülkelerde gözlemlenen ortak sorunlar da var. Birincisi gazetecilerin güvenliği. Gerçekleri yazan gazetecilere karşı her ülkede bir cadı avı var” diyen Mijatović hükümetlerin iç işlerine karışmak ve terörle savaşına zarar vermek istemediklerini, sadece gazetecilerin uzun süren yargılamalarının kısaltılmasını talep ettiklerini anlattı.

‘HÜKÜMETLERİN TEPKİSİNİ ÇEKMEK İSTEMEM’
Başarısız olsalar da, üzülseler de, sinirlenseler de beraber çalışmaya devam etmekten başka bir şansları olmadığını söyleyen Mijatović, “Basın özgülüğüne saygı göstermeyen hükümetler tespit edilmeli, ifşa edilmeli ve suçlanmalı” dedi. Mijatović, “Ancak tutuklu gazetecilerin hepsinin bir günde dışarı çıkmasını istemezdim. Çünkü onlar terörist mi, suçlu mu, yoksa masum mu bilmiyoruz. Bunu görmek için yargı sürecini beklememiz lazım. Hükümetlerin içişlerine karışarak tepki çekmek istemiyorum” diye konuştu.

SORULARA SİNİRLİ TEPKİ
Toplantının ardından soru-cevap kısmına geçildi. Mijatović, “Türkiye hükümeti, ülkede gazetecilik faaliyetleri nedeniyle hapiste olan gazeteci olmadığını söylüyor. Bu açıklama size inandırıcı geliyor mu? Hükümet yetkilileri ikili görüşmelerinizde size neler söyledi?” sorumuza cevap olarak 80’den fazla gazetecinin terörist olmasının ikna edici gibi gözükmediğini, ama bu tarz açıklamalar yapmaktan kaçındığını söyledi: “Onların gazetecilik faaliyeti mi terörizm mi yaptığına karar verecek olan ben değilim, yargı. Biz sadece süreç kısalsın istiyoruz. Tabi ki yargının da bağımsız olması lazım. Eğer bağımsız yargı yoksa, medya da özgür olamaz.” Mijatović, tutuklu gazetecilere yollamak istediği mesajı sorduğumuzda ise “Örgütümüz onlar için elinden geleni yapacak. Benden bir mesaja değil, Türkiye’den ve dünyadan gazetecilerin mesajlarına ihtiyaçları var” cevabını verdi. Mijatović’in bizim sorularımızdan ve diğer basın mensuplarının sorularından rahatsızlık duyduğu gözlendi.