Nükleer Savaşa Karşı Hekimler Birliği’nden Angelika Claussen ve Alper Öktem yenilenebilir enerji üretiminde artış ile nükleer enerjinin saf dışı bırakılabileceğini söylerken tehlikeye dikkat çekti: Almanya’da hükümet 2022’de tüm nükleer santralleri kapatacağız dedi ama kamuoyu baskısı azalırsa sözlerinden dönerler
ONUR EREM | onurerem@birgun.net
Almanya’da Nükleer Savaşa Karşı Hekimler Birliği’nin 10 yıl boyunca başkanlığını yürüten Angelika Claussen ile dernek üyesi Alper Öktem Yeşil Düşünce Derneği’nin davetlisi olarak Çernobil felaketinin yıldönümü etkinliklerine katılmak üzere İstanbul’daydı. Claussen ve Öktem ile Almanya’da Çernobil’in etkisi, yeşil politikalar ve yenilenebilir enerjinin yükselişi üzerine konuştuk:
>> Çernobil felaketi olduğuna Almanya’da halk nasıl bir tepki vermişti?
Çernobil olduğunda Almanya’da geçmişten gelen güçlü bir nükleer karşıtı hareket vardı. Felaket olduğu zaman insanlar hükümetin kendilerine güvenilir bilgi vermediğinden endişe etmeye başladı. Çok sayıda insan, özellikle de küçük çocukları olan anne babalar endişelendi, konuyla ilgili araştırmaya başladılar ve nükleer karşıtı harekete katıldılar. Geçen yıl Fukushima’ya gittiğimde orada da ebeveynlerin çocuklarını düşünerek nükleer konusunda bilgilendiğini ve örgütlendiğini gördüm.
>> O dönemde Almanya felakete dair bilgi paylaşımında ne kadar şeffaftı? Radyasyon ölçümleri düzenli yapıldı ve hakla paylaşıldı mı? Doğu Almanya ve Batı Almanya arasında bir fark var mıydı?
Batıda biz hükümete baskı yapabildik doğru bilginin paylaşılması için ama Doğu Almanya’da böyle bir imkan olmadı. Ancak orada da Çernobil’in ardından bağımsız bir nükleer hareket başladı.
>> Almanya Avrupa’nın en kitlesel yeşil hareketlerine ev sahipliği yapsa da çok sayıda nükleer santrale sahip. Almanya’daki nükleer karşıtı mücadelenin geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

“Nükleer Savaşa Karşı Hekimler Birliği’nde 7 bin üyemiz var. Tıp fakültesi öğrencileri de üye olabiliyor. Biz dernek olarak ‘Nükleer savaşta ya da patlamada bizden bir şey beklemeyin’ diyoruz. Öyle bir durumda doktorların yapabilecekleri çok kısıtlı”
Fukushima’dan sonra 4 büyük şehirde gösteriler yapıldı, yüzbinlerce insan katıldı toplamda. 3 ay süreyle 700-800 yerleşim biriminde uyarı nöbetleri tutuldu. Milletvekillerine baskı yaptık, nükleer santrallerin kapatılması gerektiğini söyledik. Böylece hükümet 17 nükleer santralden 8’ini derhal kapattı. Diğerleri de 2022’de kapatılacak. Ama kamuoyu baskısı azalırsa hükümet kararından dönebilir. Nükleer santrallerin amortismanı bittiği için işledikleri her gün şirketlerin cebine günde 1 milyon avronun girmesini sağlıyor. Bu yüzden nükleer lobisi Fukushima unutuldukça kapatılmamaları için elinden geleni yapacaktır.
>> Almanya zamanında nükleer santrallere büyük yatırımlar yaptığı gibi bugün de yenilenebilir enerjiye yatırım yapıyor. Günümüzde enerji ihtiyacının ne kadarını nükleerden, ne kadarını yenilenebilir enerjiden karşılıyor Almanya?
Artık ihtiyacın yüzde 20’si yenilenebilir enerjiden, yüzde 20’si nükleerden sağlanıyor. Bundan 10 sene önce yenilenebilir enerjinin payı yüzde 1’di. Siyasi irade olunca 10 yılda 20 katına çıkabiliyor üretim. Yenilenebilir enerji sektörünün 300 bin kişilik istihdam sağlaması, yerel üretime olanak vermesi sayesinde enerji nakil kayıplarının azaltılması da ekonomi açısından büyük bir avantaj oldu. En son trend kooperatifler şeklinde yurttaş girişimlerinin kurulması. Bu kooperatiflerde kendi çatısında güneş enerjisi üretemeyen insanlar uygun çatı bularak oralarda üretiyor enerjisini. Şu anda Almanya’da 600’den fazla bu tarz kooperatif var.
>> Nükleer santraller sadece onu inşa eden ülkeler için değil, komşuları için de bir tehdit. Çernobil’in serpintileri Afrika’dan Orta Asya’ya, İskandinavya’dan Kafkasya’ya kadar geniş bir alana ulaşmıştı. Komşu ülkelerinizdeki santrallerin kapatılması için de mücadele ediyor musunuz?
Evet, bu çok önemli bir konu. Fransa’nın Almanya sınırına yakın nükleer santrallerine karşı Fransız nükleer karşıtı hareketle birlikte eylem yapıyoruz. Belçika ve Hollanda’daki nükleer karşıtı hareketle yoğun ilişkilerimiz var. Polonya ile ilişkilerimizi de güçlendiriyoruz, zira Polonya hükümeti yeni bir nükleer santral kurmayı planlıyor.
>> Nükleer karşıtı duruş Almanya’da sadece yeşil partilerle mi sınırlı, yoksa diğer partilerin tabanları da nükleer karşıtı mı?
Sosyalistlerden Hristiyan Demokratlara kadar farklı örgütlerin içinde çok sayıda nükleer karşıtı var. 30 sene önce bu böyle değil. Biz “nükleer enerji, hayır teşekkürler” derken onlar “taş devrine geri dönmek mi, hayır teşekkürler” derdi. Artık Hristiyan Demokratlar bunu yaratılışın felsefesine aykırı olduğunu, yaratılanlar için tehlike oluşturduğunu düşünüyorlar. Angela Merkel de bunu söylüyor. Hepsi Semavi dinler, Türkiye’dekiler de öğrense biraz onlardan!