Vali inat etti, yüzlerce kişi yaralandı

Vali inat etti, yüzlerce kişi yaralandı

İstanbul Valisi Avni Mutlu keyfi bir şekilde kapattığı Gezi Parkı’na Cumartesi akşamı girmek isteyen halka ‘yarın gelin’ dedi, anayasal haklarını kullanan insanların üzerine polisi saldı, yüzlerce kişi yaralandı

ONUR EREM 07.07.2013

Önceki akşam saat 6 civarında polis Taksim Meydanı’ndaki anıt etrafındaki kitleye saldırmaya başladığında ben de oradaydım. İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, halkın erişimine yasadışı bir şekilde kapattığı Gezi Parkı’nın halkın istediği tarihte değil kendi emrettiği tarihte açılmasını onur meselesi yapmıştı.

Geçtiğimiz haftalarda önce Gezi Parkı’ndan, sonra Taksim Meydanı’ndan kovulan halkın anıt etrafında toplanmasına da artık tahammül edilmiyordu. Kalkanlarıyla yaşlı-genç demeden herkesi iten polislerin yüz ifadeleri bundan ne kadar haz aldıklarını yansıtıyordu. Polisle bu kadar yakın temasa girmeyeli 2 hafta olmuştu, ama yüzlerindeki o ifade hiç değişmemişti. Eylemcileri öldürseler bile tutuklanmayacaklarını bildiklerinden insanların üstüne yürürken gayet eğleniyorlardı.

TRAFİK KOMEDİSİ

Önceki eylemlerden alıştığımız şekilde polis önce meydanı boşalttı, sonra İstiklal ve Sıraselviler’in girişine barikat kurdu. Sıraselviler’de araç trafiğini tıkayan polis ekibinin amiri İstiklal Caddesi’ndeki kalabalığa “Caddedeki yaya trafiğini tıkıyorsunuz, dağılın yoksa biz dağıtırız” anonsu yaptı. Birkaç dakika sonra, 5 metre uzaktan bile duyulmayan bu anonsun arkasına sığınarak İstiklal Caddesi’ne saldırı başladı.

Polis cadde üzerinde insanların üstüne rastgele plastik mermi yağdırarak terör estiriyordu. Kafelerde oturanlar ve turistler dahil olmak üzere bölgedeki tüm insanlar bu vahşetten payını aldı.

Polis 2 TOMA’yla birlikte Tünel’e kadar giderken halk saklandığı ara sokaklardan tekrar caddeye çıktı. Polis, İstiklal’in girişindeki polis barikatına kadar gelen kitleye yarım saat sonra iki taraftan saldırarak izdihama yol açtı.

HASTANEYE GİTMEK DE YASAK

Bu izdihamı İstiklal Caddesi’nin başında yer alan Meşelik Sokak’tan görüntülerken polis sokağa plastik mermiler, gaz bombaları ve TOMA’yla saldırdı. Sokakta ilerleyerek benim sığındığım yere kadar geldiler. Etrafımı çevirmeye başladıklarında onlara basın kartımı gösterdiysem de coplanmaktan kurtulamadım. O acıyla ne bana vuran polisin kask numarasına da bakamadım. Ortamda yayılmakta olan kimyasal gazların arasından acıyla geçerek İstiklal Caddesi’ne vardım.

Aklıma gelen ilk şey Taksim İlkyardım’a giderek bu saldırıyı rapora geçirtmekti. Ancak polisler caddeden meydana çıkmama izin vermedi. Basın kartımı göstermeme ve hastaneye gideceğimi söylememe rağmen beni engellediler. Bunu üzerine Tarlabaşı tarafından geçmeye çalıştım, ama orada da aynı muameleyle karşılaştım. İstiklal’e döndüğümde şans eseri oraya gelen 2 ambulanstan birine atlayarak Taksim İlkyardım’a gittim. Ambulansta, kafede otururken polis saldırısına maruz kalan 2 Suriye’li kadın, bir de kronik bronşit olduğu için nefes alamayan, girdiği şok nedeniyle önce kekeleyen, sonra tamamen konuşamaz hale gelen başka bir kadın vardı.

HASTANE YARALILARLA DOLDU

Hastaneye vardığımda bir iç savaş manzarasıyla karşılaştım. Her tarafta yaralı insanlar vardı. Ayak bileği ve el bileği kırılanlar, bacağı kaval kemiğinden kırılan bir genç ve dükkandan çöp atmak için çıktığında gözüne plastik mermi gelen bir adam vardı. Sıramı beklerken içeriye girdiği alışveriş için gittiği bakkalda kafasına gaz kapsülü gelen bir adam, gazdan etkilenerek bayılan ve bilinci kapalı bir şekilde gelen kalp hastası bir kadın ve kafası gaz kapsülüyle yarılan bir başka adam daha geldi. Acildeki tek doktor hastalara yetişmekte zorlanıyordu. Tam o sırada içeri ‘Eşimin doğum sancısı tuttu’ diyen bir adam girdi. Doktor dakikalarca ‘Buradaki yaralıları bırakamam, tek doktorum’ dedi, adam da ‘Başka hastaneye gidemiyoruz, yolları kesmişler, eşim ve çocuğum ölsün mü’ diye ısrar etti. Sonunda üst katta bir ebe olduğunu öğrenen doktor çifti ebeye yönlendirdi.

MISIR ANAYASASI BİZİMKİNDEN ÖNEMLİ!

Polisin yaşama hakkına kast ederken çekinmediğini hastanedeki yaralıların durumunu görünce bir kere daha anladım.. Yaşama hakkının yanında, anayasada tanımlanan çok sayıda hak ihlal edildi o gün: Gösteri ve yürüyüş hakkı, seyahat özgürlüğü, ifade özgürlüğü, haber alma özgürlüğü… AKP’nin anayasayı çekinmeden çiğnerken AKP’lilerin aynı saatlerde Mısır’daki cuntanın anayasayı askıya almasını tam gaz eleştirmesi ise ikiyüzlülüğün vardığı son nokta oldu.

About onurerem

journalist @ birgün newspaper. twitter.com/onurerem
Bu yazı Haber içinde yayınlandı ve , , , , , , , , , , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s