“Hollanda’da rekor işsizlik isyana zemin hazırlıyor”

“Hollanda’da rekor işsizlik isyana zemin hazırlıyor”

Hollandalı Sosyalist Parti Genel Sekreteri Heijningen Gezi Direnişi’nin Hollanda’daki yankısını, ülkelerinde 30 yıllık rekoru kıran işsizliği ve hükümetin düşme ihtimalini BirGün’e anlattı

ONUR EREM 17.07.2013

Hollanda’daki Sosyalist Parti’nin Genel Sekreteri Hans van Heijningen önceki gün İstanbul’daydı. Gezi Parkı’nda buluştuğumuz Heijningen ile Gezi Direnişi’nin Hollanda’daki algısı, Hollanda’daki toplumsal öfke ve son seçimde yüzde 10 oy olan Sosyalist Parti’nin büyümesi üzerine konuştuk:

>> Hollanda medyası ve Hollanda sosyalistlerinin Gezi Direnişi’ne ilgisi nasıldı?

Gezi Direnişi Hollanda medyasında tüm detaylarında işlendi. Öyle ki, Türkiye’de medyanın sansüründen ve penguen belgesellerinden bile haberdarız! Hollandalı sosyalistler olarak bu demokrasi mücadelesi bizi de heyecanlandırdı. İnsanların dinci ve otoriter siyasetçiler tarafından dayatılan hayat tarzını reddetmesi ve yaşam tarzlarını savunması en meşru haklarıdır. Toplumun bileşenleri ırkları, dinleri, siyasi görüşleri ve cinsel yönelimleri ne olursa olsun ayrımcılığa maruz kalmamalı. Tanrının kendi yanlarında olduğunu iddia eden dini otoritelerin aksine, insanların dilediği hayatı yaşayabilmesi tartışılması bile gereksiz olan en temel insan haklarındandır.

Gezi Parkı’nda çok farklı siyasi partilerin, birbirine rakip ve hatta birbirleriyle çatışan grupların bir araya geldiğini, aynı ortamda bulunduğunu gördük. İnsanların kendi hayatlarını özgürce yaşamak için verdiği mücadele önemli bir şeydir, ama Türkiye’deki direniş bunun da ötesine geçti: Yunanistan ve Brezilya’daki gibi, neo-liberal ve otoriter politikalara karşı bir halk direnişine tanık olduk. Dünya çapındaki tüm bu halk hareketleriyle dayanışma içindeyiz ve onları destekliyoruz.

>> Hollanda’da hükümet Amsterdam’ın en ünlü parklarından biri olan Vondelpark için “Burayı yıkacağız, yerine AVM ve cami/kilise yapacağız” deseydi halk isyan eder miydi?

Kesinlikle ederdi. Halk elinden gelen tüm güçle bu uygulamaya karşı direnirdi.

>> Hollanda’da hükümetin neo-liberal politikalarına karşı tepki ne boyutta?

Gezi Direnişi gibi isyanlar önceden tahmin edilemeyen isyanlardır. Ancak isyan eden ülkelere bakıldığında toplumsal, siyasal ve ekonomik atmosferde yeterli birikme olduğu için tek bir kıvılcımla tüm ülkenin alev aldığını görebiliriz. Hollanda’da iktidarda liberaller ve sosyal-demokratlar koalisyonu var. Bu koalisyon AB kurallarına sıkı sıkıya uyuyor ve hükümet harcamalarının gelirin en fazla yüzde 103’ü olması kuralını asla çiğnemiyor. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik kriz bu kemer sıkma politikalarının etkilerini daha da net görmemizi sağlıyor: Yatırımlar yavaşlıyor, KOBİ’ler bankalardan kredi alamayıp batıyor, şirketlerin kâr oranı azalıyor, yeni kemer sıkma politikaları alınıyor ve kriz daha da derinleşiyor.

Hollanda’da işsizlik her geçen ay artarak yüzde 8.3’e ulaştı. Bu Hollanda’nın son 30 yılında görülen en yüksek rakam! Yakın zamanda işsizlik oranı bunun yarısıydı. Gençlerdeki işsizlik oranı çok daha yüksek. Dışarıdan bakılınca Hollanda hükümetinin bilinçli olarak Yunanistan modelini taklit ettiği daha net görülüyor.

>> Peki halk bu duruma karşı tepkisini nasıl gösterdi bugüne kadar?

Protestolara katılım geniş çaplı olmasa da Mart ve Haziran aylarında binlerce insanın sağlık ve emeklilik fonlarındaki kesintilere karşı sokağa çıktığına tanık olduk. İnsanlardaki öfke her geçen gün artıyor. Dahası insanlar siyasete inancını yitirmeye başladı. “Siyasetçilerin alayının .mına koyayım” düşüncesi toplumda yaygınlık kazanmaya başladı.

Biz sadece bir siyasi parti değil, aynı zamanda toplumsal bir hareketiz. Sistemin bir parçası olan eski siyasi partilere karşı çıkıyoruz. İnsanlara kafalarındaki “siyasetçiler” kalıbından farklı olduğumuzu göstermek, para için kariyer peşinde koşan insanlar olmadığımızı göstermek için her şeyi yapıyoruz. Böylece artık sadece yoksullar değil, mortgage kredilerini ödemekte zorlanan veya evini kaybeden orta sınıf da Sosyalist Parti’yi desteklemeye başladı. Çünkü bu insanlar bir yanda koca bankaların milyarlarca avro harcayarak hükümet tarafından kurtarıldığını görürken diğer yandan da birkaç bin avro için evini kaybeden insanlar. Yoksullar ise ‘zorunlu kemer sıkma politikaları’ nedeniyle yaşamakta zorluk çeken insanlar.

>> İktidardaki koalisyonun üyesi sosyal demokrat parti ile aranızda nasıl bir ilişki var?

Seçim döneminde bizim söylemimizi tekrar eden, hatta bizim seçim programımızı kopyalayan sosyal demokratlar seçimin ardından bizle koalisyon görüşmelerine bile girmeden liberallerle koalisyona yöneldi. Seçimden bugüne izledikleri politikalar sosyal demokrat seçmeninde bir ‘ihanet’ hissi yarattı. Seçim programımızı kopyalayan bu partinin program doğrultusunda tek bir adım atmaması ona oy verenler arasında hayal kırıklığına yol açtı.

Yalnızca sosyal demokratlar değil, bütün koalisyon oy kaybediyor. Anketlere göre merkezin oyları aşırı sağ ve aşırı sola karşı kayıyor. İktidardaki partilerin oyu yarı yarıya azalmış durumda, toplumun yüzde 30’unun iktidardaki koalisyona destek verdiği gözüküyor. Öyle ki, hükümetin yılbaşından önce düşme ihtimali var. İnsanlar “Böyle bir hükümete sahip olacağımıza hükümet olmasın daha iyi” diyor.

‘Snowden yasası’ ile farklı çevrelerden destek aldık

>> Oyunuzu artırmak, daha önce ulaşamadığınız seçmenlere ulaşabilmek için yaptıklarınıza bir örnek verir misin?

Toplumun farklı kesimlerinin ihtiyacı olan her hakkı düşünüyoruz. Örneğin kurumlar, şirketler veya devlet içinde görev yapan insanların, ABD’li Edward Snowden gibi karşılaştıkları haksızlıkları açıkça ifade ettiğinde onların geleceğinin devlet tarafından güvence alınması için bir yasa tasarısı verdik ve bu yasa mecliste kabul edildi. Bundan önce Hollanda’da da Snowden gibi karşılaştığı yolsuzlukları ve yasadışı uygulamaları topluma duyuran insanlar olmuştu ama bu çabalarının sonucunda cezalandırılmışlardı. Öyle ki bazıları evlerini, ailelerini kaybetti, üzerinde ömür boyu baskıyla yaşadı.

Bu gibi çalışmalarımız farklı çevrelerde destek görmemizi ve böylece bize farklı çevrelerden bilgi akışı olmasını sağlıyor. Normalde bir sol partinin desteklenmesinin, bilgi almasının hayal bile edilemeyeceği yerlerden bilgi alıyoruz.

About onurerem

journalist @ birgün newspaper. twitter.com/onurerem
Bu yazı Söyleşi içinde yayınlandı ve , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s