Avrupa Sol Partisi Akdeniz Konferansı’da konuşan Kobane Başbakan Yardımcısı Xalid Berkel: “Biz burada yalnızca Kürdistan için değil, insanlık için mücadele ediyoruz. Suriye’yi bölmek istemiyoruz”
20.02.2015 ONUR EREM @onurerem
Avrupa Sol Partisi’nin 20 Şubat’ta İstanbul’da başlayan Akdeniz Konferansı’nın ilk oturumu Rojava’da yaşanan gelişmelere ayrıldı. Bu oturumda Afrin Başbakanı Hevi Mustafa ve Kobane Başbakan Yardımcısı Xalid Berkel konuştu.
ÜÇÜNCÜ BİR YOL İMKANI
Hevi Mustafa Suriye’deki kirli savaşın bir tarafı olmadan üçüncü bir yolu mümkün kılmak istediklerini söylerken üç kantonun yönetiminde de yalnızca Kürtlerin değil, orada yaşayan tüm kesimlerin yerini aldığını anlattı. “Rojava devrimi yalnızca kadınların devrime katılması değildir, bir kadın devrimidir. Rojava kadınları dünya devrimlerinden örnekler aldı ve ilk defa kendi rengi ve kültürüyle bu devrimde yerini her alanda aldı. Mezopotomya’da yok edilen kadın kimliğine karşı kadınlar kendi örgütlenmesini yarattı. Kürt kadını şanslıdır, çünkü bu alandaki çalışmalarımız yıllar öncesinde başlamıştı. Kadınlar bu devrime öncülük etmeye hazırlar. Eğer bir toplum kadın hakları konusunda çökmüşse başarılı bir toplum olamaz. Bizim toplumumuz direngendir. Teröre karşı küçük silahlarıyla direndi” diyen Mustafa IŞİD tehlikesinin yalnızca Rojava’ya yönelik değil, tüm insanlığa yönelik olduğunu söyledi.
KADINLARI GÜCÜ
Yalnızca bu terör çetelerine karşı çıkmakla yenimeyip yeni bir yaşam kurduklarını da anlatan Mustafa, kadınların sorunlarının çözümleri için ideolojik ve akademik çalışmalar yaptıklarını belirtti: “Kadınlar bütün süreçte söz sahibidir. Adalet konusunda kadınlar yerini alıyor, halk mahkemelerinde yerini alıyor, iç güvenlik ve asayiş konusunda kadınlar yerini alıyor. Rojava kadınlarının gücü olan YPJ de hem fikren hem fiziki olarak savunmasını yapıyor. Bu güç Kobane’de ortaya çıktı.”
YENİDEN İNŞAYA DAVET
Kobane Kantonu Başbakan Yardımcısı Xalid Berkel ise “Tunus’ta başlayan devrimler Suriye’ye ulaştı. Daraa öğrencilerinin başlattığı barışçıl direniş başlamıştı. Biz de bu sivil itaatsizlik eylemlerinin içinde yerimizi aldık ama kendi kültürümüzle ve dilimizle. Biz farklılığımızı ortaya koyarak bu direnişe katıldık. Bütün il ve ilçelerde başladık bunlara. Bazıları da camilerde karşı mücadele başlattı. Kan emici Baas rejimine karşı başlayan bu hareket sonra yolundan çıktı ve bazı uluslararası kirli güçlerin eline geçti, halklara saldıran insanların eline geçti, Kürt halkına karşı bir saldırıya dönüştü” dedi. Suriye’de devrimin yolundan çıkıp kirli bir hal adlığını söyleyen Berkel, ülkede inkar edilmiş bir halk olarak bu duruşu sergilediklerini anlattı: “Kobane bu tarihi direnişinde bu halkın medeniyette yerini aldığı, tarihsel kökleri olan, kahramanlık tarihi olan bu halkın yenilmeyeceği görüldü. Bu karanlık güçlerin gölgesi altında bu halkın yaşamayacağını gösterdik. Onlara esir olmamak için köylerimizi boşalttık. Bu direnişin sonucunda köleliği kabul etmeyeceğimizi gösterdik. Biz özgürlük ve barış isteyen bir halkız. Tüm uluslara ve inançlara bir olarak bakıyoruz, kimseyle sorunumuz yoktur. Ama kendi yaşam alanımızı da savunacağız. Beş aylık bu direniş insanlığa örnek olacaktır. Tüm uluslararası ve yerel güçleri Kobane’nin yeniden inşasına destek vermeye çağırıyoruz. Tohumumuzdan ekinimize kadar, koyunumuzdan evlerimize kadar her şeyi talan ettiler. Herkes, elinden gelen her şeyi yapmalıdır ki insanlığa yaraşır bir Kobane inşa edelim.”