Yunanistan İçin Ölüm Fermanı

MIKE WHITNEY
Çeviri: Onur Erem
15 şubat 2012

YENİ “TASARRUF PAKETİ”NİN İÇİNDE  NELER VAR?
“Bir yıkımla karşı karşıyayız. Ülkemiz, evlerimiz yangın yerine döndü. Atina’nın göbeğinde alevler yükseliyor” – Costis Hatzidakis, muhafazakâr milletvekili Yunan parlamentosu pazar günü onayladığı “tasarruf paketi” ile ülkede 5 yıldır süren ekonomik krizi derinleştirirken halkın uzun süre belini doğrultmasını engelleyecek değişikliklere imza attı. Onaylanan yasayla birlikte ülke ekonomisi uluslararası bankaların ve şirketlerin insafına bırakıldı. 43 sayfalık yasa teklifinin tamamını okumak ise emekli maaşları, asgari ücret ve özel sektördeki maaşlarla ilgili düzenlemelerin ötesinde ne değişiklikler yapıldığının anlaşılmasını sağlıyor.
Yunanistan’ın iflas etmesini önleyecek krediyi alabilmesi için önce belli kriterleri yerine getirdiğini kanıtlaması gerekecek. Bu kriterlerin arasında hastaların hayatını kurtaran ilaçların devlet sigortası tarafından karşılanmaması ve daha önce sağlık standartları nedeniyle satışı yasaklanmış bazı bebek mamalarının satışının serbest bırakılması gibi maddeler de var. Evet yanlış okumadınız, yasaya göre zehirli bebek mamalarıyla bebekleri zehirlemeden Yunanistan’ın krizden kurtulması mümkün değil.

BATAN GEMİNİN MALLARI
Devlet işçi maaşlarını yüzde 10 oranında azaltırken sosyal güvenlik ve hastanelere ayrılan fonlarda büyük oranda kesintiler yapacak. Kamuya ait mallar ve şirketlerin özelleştirilmesi hızlanacak. Yasayla birlikte özelleştirilmesi öngörülmeyen tek kalem “kritik” öneme sahip altyapılar. Böylece AB ve IMF’nin asıl amacının Yunanistan’a yardım etmek değil, adeta krizi fırsata çevirerek Yunanistan halkının kontrolünde olan şirketler ve malları büyük şirketlere, AB’nin kurumsal dostlarına ucuza hediye etmek.

Yasadan aynen aktaralım: “Hükümet sermayenin serbest dolaşımına dair herhangi bir kısıtlama getiremez. Hükümetin veya diğer kamu yapılarının herhangi bir özelleştirmeyi, şirket yönetiminin veya kontrolünün özel sektöre geçmesini engelleme yetkisi bulunmamaktadır. Hükümet, yabancıların bir şirkette sahip olabileceği hisse miktarını azaltamaz”. Amaç açık: Sermaye hükmetsin! Şirketlerin ve bankaların çıkarları halkın çıkarlarına üstün gelsin. Halkın seçtiği hükümetin halkın çıkarlarını koruması veya serbest piyasayı düzenlemesi engellensin.

43 sayfa içinde uzunca bir “büyüme tetikleyici yapısal reformlar” bölümü var. Ancak tüketici harcamaları ve iş yatırımları azaltılırken ekonominin nasıl büyüyebileceği bu uzun bölümde açıklanmamış. Bunun yerine ekonomiyi koruyan kota ve bariyerlerin kaldırılması ve işçilerin maaşlarının kesilmesi anlatılmış: “Eğer işsizlik oranındaki azalma veya rekabet gücündeki artış hedeflenenden az çıkarsa, hükümet işçi maaşlarını daha da azaltmak, rekabet gücünü arttırmak ve işçilerin çalışma saatlerini daha esnek hale getirmek zorundadır. Bu süreçte hükümet işçiler ve sendikalarla yapılacak pazarlıkların pürüzsüz gitmesini sağlamalıdır”.

KRİZİN ALTINDA DA AYNI İMZALAR VAR
Yunan halkı bu maddelere isyan etmekte haklı. Çünkü krize ve yüzde 20 işsizliğe yol açan politikaların uygulanmasını tavsiye edenlerle“ekonominin düzelmesi için halk fakirleştirilmeli” anlamına gelen bu yasanın kabul edilmesi için uğraşanlar aynı insanlar. Halk, bu insanların bir şey bilmediklerini veya Yunanistan’ı bilinçli olarak yoksullaştırdıklarını kabul edip susmalarını istiyor. Oysa AB bürokratları daha önce defalarca çökmüş bu politikaları tekrardan uygulatmaya çalışıyor.
Yasada benzin istasyonları ve petrol fiyatlarıyla ilgili düzenlemelerden taksi piyasasına kadar özel sektörün neredeyse her alanına el atıyor. Ekonomik krizin çözülmesiyle veya halkın refahıyla hiç bir ilgisi olmayan maddeler var. Bunlara göz gezdirmek, aslında bu yasanın bir “kurumsal istek listesi” olduğunu gösteriyor. Yoksa yasaklı bebek mamalarının ve ticari taksi piyasasının Yunanistan’ı krizden çıkaracağına gerçekten inananlar mı var?
Yasadan başka bir madde: “Hükümet özel bir yasal ekip kurarak mahkemelerde uzun süredir devam eden davaları düşürecek, mahkemelerin iş yükünü azaltacaktır. Mahkemelerde birikmiş olan vergi davalarının Haziran’A kadar yüzde 50’si, 2012 sonuna kadar da yüzde 80’i düşürülmeli. 2013 yılında birikmiş bütün davaların düşürülmesi gerekmektedir”
Vergi gelirlerini arttırmak isteyen Yunanistan’ın bu davaları düşürmek yerine davaların peşinden koşması gerekmez mi? Vergi kaçıran şirketleri affetmek ile vergi gelirlerini arttırma isteği birbirlerine ters düşmüyor mu? Bu tezat yasanın şirketlerin çıkarlarını koruyan bir grup etkili insan tarafından hazırlandığının en güzel kanıtı.
43 sayfalık yasanın yukarıda incelediğimiz kısmı bile “tasarruf paketi”nin gerçek yüzünü gösteriyor. Bu yasayla ne Yunanistan derin krizinden kurtulabilecek, ne de avro-bölgesinin refahı artacak. Gerçekleşecek tek şey kurumsal kan emicilerin güçlenmesi olacak. Oysa Yunanistan’ın ihtiyacı, borçlarını radikal bir şekilde yeniden yapılandırmak, bankalarının sermayesini arttırmak ve ekonomi ayağa kalkana kadar finansal desteği arttırmaktır. Yeni bir kredi paketi bu hedefe ulaşmayı sağlamak yerine sadece gerçeklerle yüzleşme gününü erteleyecektir.

About onurerem

journalist @ birgün newspaper. twitter.com/onurerem
Bu yazı Çeviri içinde yayınlandı ve , , , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s