‘Engelliler için, engellilere rağmen’

Görme engellilerin örgütlenmesinde aktif olarak yer alan Mehmet Gürel ve Fatih Karadayı, devletin engellilerle ilgili attığı adımlarda engellilere danışmamasının en büyük sorun olduğunu söylüyor

ONUR EREM

Eğitim sisteminde, iş bulmakta, iş hayatında ve sokakta zorluk yaşayan gruplardan biri de görme engelliler. İstanbul Kadıköy’deki Görme Engelliler Derneği’nden Mehmet Gürel ve Türkiye Körler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Karadayı ile görme engellilerin yaşadıkları sıkıntıları konuştuk:

Mehmet Gürel: Derneğimizin bünyesinde kupalar kazanmış spor klüpleri var. Devlet engelli sporcularımız belli bir dereceye girerlerse yol ve konaklama masraflarını karşılıyor. Ama sponsor olmuyor. Sporcularımızın para kazanabileceği bir noktada değiliz.

Mehmet Gürel: Derneğimizin bünyesinde kupalar kazanmış spor klüpleri var. Devlet engelli sporcularımız belli bir dereceye girerlerse yol ve konaklama masraflarını karşılıyor. Ama sponsor olmuyor. Sporcularımızın para kazanabileceği bir noktada değiliz.

>> Engelli hakları konusunda nasıl mücadeleler veriyorsunuz?

Mehmet Gürel: En son ortak mücadelemiz imza konusundaydı. 2010’da Türk Ticaret Kanunu taslağında görme engellilerin imza yetkisini elinden alınacaktı. Bunu öneren MHP’den bir milletvekiliydi. Biz yürüyüşler yaptık, kamuoyu oluşturduk ve sonunda bu maddenin yasadan çıkarılmasını sağladık. CHP ve BDP de yoğun olarak destekledi bizi. AKP’nin o dönemdeki görme engelli milletvekili Lokman Ayva partisini karşısına almak pahasına bu maddeye karşı çıktı ve bunun sonucu olarak bir daha aday gösterilmedi.

>> Sokakta nasıl sorunlarla karşılaşıyorsunuz?

MG: Sokak düzenlemeleri belediyelerin ana görevleri arasında ve bu işte ciddi bir rant var. Bütün belediyelerde kaldırımların her sene veya 2 senede bir yenilendiğini görebilirsiniz. Bizim sokakta yürümemizi kolaylaştıran hissedilebilir zemin uygulaması var. Bunu zorunlu kılan bir kanun olmasa da belediyeler 5378 sayılı yasanın emredici hükümlerinden biri olan “yaşam alanları ve kamusal alanlar engellilerin yaşamlarını kolaylaştıracak şekilde düzenlenmelidir” hükmünün ardından uygulamaya geçtiler. Ancak bu yasanın, bunları uygulamaya geçirmeyen belediyeye cezai bir hüküm içermemesi önemli bir sorun.

05 gorme3 02Yakın zamana kadar Kadıköy Belediyesi’nin döşediği hissedilebilir zemin üzerinde yürüyenleri elektrik direğine götürüyordu. Yaptıran insanlar iyi niyetli olabilir, ama umursamadan yapılmış. Televizyona çıkana kadar düzeltmediler bunu.

Ayrıca beyaz bastonunun trafik mevzuatına girmesi gerekiyor. Bir beyaz bastonlu gördüğünde şoförlerin ne yapması gerektiğine dair eğitimlerin verilmesi lazım.

>> Belediyeler kendilerine bildirilen şikayetlerin ne kadarını ciddiye alıyor?

Fatih Karadayı: Belediyeler kendi siyasi görüşünde olanların öneri ve şikayetlerini değerlendiriyor. Bir STK’nin görüşleri kendi görüşlerine uyuyorsa onlara danışırlar. Görme Engelliler Derneği’nin bir siyasi görüşü olmadığı için bu konuda büyük zorluk çekiyoruz – biz bütün partilere eşit uzaklıktayız. Tayyip Erdoğan “taraf olmayan bertaraf olur” demişti ya, biz de öyle oluyoruz. Engelli hakları konusunda en aktif dernek olmamıza rağmen önerilerimiz dikkate alınmıyor.

Esas sorun “engellilere rağmen engelliler için” mantığı. Bizim için bir şey yapacakları zaman bile bize danışmıyorlar. Bunun örneklerinden biri de Denizcilik ve Ulaştırma Bakanlığı’nın https://i0.wp.com/www.beykozpostasi.gen.tr/images/news/gren_gz_web00056325_copy.jpghazırladığı ve Şubat 2012’de dağıttığı görme engelli navigasyon cihazı. Hem telefon, hem de navigatör olarak kullanılabilecek 5 bin cihaz ürettiler. Ama kullanılan ekran okuyucu (ekrandaki yazıları sesli olarak okuyan) program görme engellilerin taleplerini karşılayamayacak kadar basit. Telefon da görme engelli birinin yürürken kullanamayacağı kadar kaba ve ağır. Bir yandan baston kullanırken bir yandan da bunu kullanmak imkansız. Şarjı çabuk bitiyor, kapalı mekanlarda çalışmadığı gibi açık alanlarda bile çalışmakta zorlanan çekim gücü az olan bir cihaz yapmışlar. Bu projeyle ilgili tek bir görme engellinin veya STK’lerin görüşüne başvurulmuş olsa sonuç böyle olmazdı.

ÖNCELİĞİMİZ BABALAR

Ayrıca görme engelli biri olarak bana sorsalar öncelikli ihtiyacımızın bu olmadığını söylerim. Öncelikli ihtiyacımız kaldırımlardaki babaların kaldırılması. Yürürken bacaklarımızı çarpmaktan kemiklerimiz çatlayacak.

MG: Araba park etmeyecek diye yapıyorlarmış ama park etmiş arabalar bile bize bu kadar zarar vermiyor. Belediyeye “madem bu babalar zorunlu, gelin dışını kauçuktan yapalım, insanlar çarptığında esnesin” dedim. Ama belediye olmaz, dedi. Çünkü kendi adamlarıyla anlaşmışlar ve işi götürüyorlar.

>> Siyasi partilerin engellilerin mücadelelerine tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

05 gorme2 02MG: Seçim bildirgelerine baktığımızda AK Parti’de de CHP’de de bir çok metin var engellilerle ilgili. Bu konuda birikimleri, arşivleri var. Ama uygulamada eksikleri çok.

FK: Son seçimlerde siyasi partilerin engellilere olan tutumu fiyaskoyla sonuçlandı. Önceki dönemde AK Parti Lokman Ayva’yı engelli kontenjanından aday göstermişti, bu dönem Gürsoy Eroğlu var. Gürsoy Eroğlu sonradan engelli olduğu için doğuştan engellilerin eğitim, istihdam gibi sorunlarını bilen bir isim değil.

Diğer partilere baktığımızda CHP Ankara’da Tuna İçli diye bir görme engelliyi kazanamayacağı bir sırada gösterildi. MHP de Bahattin Şengül’ü seçilemeyeceği bir sıradan aday gösterdi.

MG: BDP’nin ciddi bir engelli politikası yok. Ama bizim imza olayında yaptığımız mücadeleyi duyunca büyük destek verdiler. Aysel Tuğluk bizzat beni arayarak yasaya dair görüşlerimizi sordu. Meclise bizi ilgilendiren konular geldiğinde yine arayıp görüşlerimizi soruyorlar. Bu açıdan diğer partilerden farklılar.

EĞİTİMDE EN DEZAVANTAJLI GRUP GÖRME ENGELLİLER

>> Görme engelliler eğitimde hangi sorunlarla karşılaşıyor?

MG: AKP’yle birlikte kaynaştırılmış eğitim modeline geçildi. Bu modelde engellilerin diğer insanlarla birlikte eğitim alması hedefleniyor. Dışarıdan baktığınızda normal, insancıl olanı da bu. Ancak kaynaştırılmış eğitim sistemine geçerken öğretmenlere bir altyapı verilmesi gerekirdi. Öğretmenler sadece ilgililerse gelip derneğimizden bilgi alıyorlar. Öğretmenlere bu konuda pedagojik eğitim verilmediği gibi günümüzde bile eğitim fakültelerine bu konuya dair bir eğitim programı koymadılar.

Kaynaştırılmış eğitim sistemi düzgün yapılsa faydalı olabilecekken maalesef yanlışlar nedeniyle zararlı oluyor. Engelli grupları arasında otistikleri hariç tutarsak eğitim oranı açısından en kötü durumda olanlar görme engelliler. Görme engellilerin ancak yüzde 20’si eğitim görmüş durumda. Ama eğitim alan bu yüzde 20’lik kesimin bile yarısı bağımsız hareket kabiliyetine sahip değil. Bunun için okul öncesi eğitim verilmesi şart.

Görme engelliler her yere gidip çok farklı işlerde başarılı olabilirler. Yeter ki eğitim alsınlar. Bir görme engelliler derneğine üye olmaları çok yardımcı olur, orada ufukları gelişir. Burada edindiğim tecrübeleri dışarıda bir trilyon harcasam kazanamazdım. Burada hiçbir bedel ödemeden, çok şey kazanarak topluma entegre oluyoruz.

 ÖZEL REHABİLİTASYON ÜZERİNDEN DÖNEN RANT

>> Sağlık sisteminde karşılaştığınız sorunlar neler?

MG: AKP döneminde özel rehabilitasyon merkezleri türedi. Bunlardan bazıları amacına uygun çalışsa da geri kalanları rant üzerine kurulmuş. Bir takım siyasi güçlere yakın olduğu için kurdurulmuşlar, görme engellilere eğitim vermeleri gerekirken sadece bilgisayar verip insanlara eğitim aldıklarına dair imza attırıyorlar. Engellileri rehabilitasyon görmüş gibi göstererek devletten para alıyorlar. Bu da çok ciddi bir sorun.

Ayrıca SGK’nin de değişmesi lazım. Devlet ihtiyacı olan insanlara ilaç, protez veya tekerlekli sandalye verirken beyaz bastonu SGK karşılamıyor. Üstelik beyaz bastonun fiyatı oldukça ucuz, devlete büyük bir maliyet de çıkarmaz. SGK’ye neden karşılamadığını sorduğumuzda cevap bile alamıyoruz.

EĞİTİM OLMAYINCA İSTİHDAM DA OLMUYOR

>> İş bulmakta ne gibi engellerle karşılaşıyorsunuz?

MG: Devlette çalışmak bir görme engelli için her zaman özel sektöre göre daha iyi. Ama öğretmen olmak isteyen arkadaşlar ise dolaylı yollarla engellenmeye çalışıyor.

>> Ne gibi engeller bunlar?

Üniversiteyi bitirdikten sonra bir öğrenciye öğretmenlik yapabileceğine dair diploma verilmesine rağmen devlete başvurduğunda bir hastaneden “Türkiye’nin her yerinde çalışabilir” raporu alması isteniyor. Bazı doktorlar “üniversite diploması zaten bu anlama geliyor, niye bir de ben böyle bir rapor vereyim ki” diyerek, bazıları da “ben senin Türkiye’nin her yerinde çalışıp çalışamayacağını nasıl bileyim” diyerek rapor vermeyi reddediyor.

Eğer doktorlar bu raporu vermezlerse de bu sefer hukuki süreç başlatıyoruz. Bu tür davaları her zaman kazanmamıza rağmen zaman alıyor. Bir görme engelli yurttaş okulu bitirdikten ve öğretmenlik sınavını da geçtikten sonra niye işe girmek için bir dava açmak zorunda kalsın ki?

SON

Yazı dizisinin önceki bölümleri:

https://onurerem.com/2012/12/10/camlari-kirmadikca-dikkate-alinmiyoruz/

https://onurerem.com/2012/12/10/yardim-meselesi-degil-hak-mucadelesi/

https://onurerem.com/2012/12/09/engellinin-iki-secenegi-var-ya-evinde-otur-ya-sokakta-iskence-cek/

https://onurerem.com/2012/12/07/engelliye-devlet-eliyle-ayrimcilik

About onurerem

journalist @ birgün newspaper. twitter.com/onurerem
Bu yazı Söyleşi içinde yayınlandı ve , , , , , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

4 Responses to ‘Engelliler için, engellilere rağmen’

  1. Geri bildirim: Engelliye devlet eliyle ayrımcılık | Onur Erem

  2. Geri bildirim: ENGELLİNİN İKİ SEÇENEĞİ VAR: Ya evinde otur, ya sokakta işkence çek | Onur Erem

  3. Geri bildirim: Yardım meselesi değil, hak mücadelesi | Onur Erem

  4. Geri bildirim: ‘Camları kırmadıkça dikkate alınmıyoruz’ | Onur Erem

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s