Diyarbakır’da tanklar, çeteler ve silah seslerinin arasında

Diyarbakır’dan JİNHA muhabiri Zehra Doğan, kentin sokaklarından izlenimlerini, çatışmaların şiddetini ve silah seslerinin arasında gazetecilik yapmanın zorluklarını anlattı

09 zehradogann 02

ONUR EREM 08.10.2014

Kürt kentlerinde sokağa çıkma yasağına rağmen eylemler devam ederken, en yoğun eylemliliğin yaşandığı Diyarbakır’da, gazeteciler tankların gölgesinde haber yapmaya çalışıyor. Kadın haber ajansı JİNHA’dan Zehra Doğan, bu ortamda halkın nabzını tutmaya ve sokakları izlemeye çalışan gazetecilerden. “Ajansın penceresinden dışarı baktığımızda tanklar görüyoruz” diyor. Telefon konuşmamıza arkadan gelen silah sesleri eşlik ediyor.

HÜDA-PAR KADINLARA SALDIRIYOR

“Hüda-Par’lılar 2 kişinin öldürülmesinin intikamını alacaklarını açıkladı. Hepimiz tehdit aldındayız. Buradaki İslamcı örgütler özellikle kadınlara saldırıyor, ellerinde silahlar ve satırlar var. Dün akşam Bağlar mahallesinde sokakta yürüyen iki kadını öldürmeye çalıştılar, mahalleli araya girdi, çatışma çıktı da öyle kurtuldu kadınlar” diye anlatıyor durumu.

YDG-H SİLAH DÜKKANI YAĞMALADI

Doğan ile konuşurken Diyarbakır’ın ara sokaklarında binlerce kişi eylem yapmaya devam ediyordu. Zehra Doğan sokaklardaki son durumu şöyle anlatıyor. “Eylemlerde çok fazla silah kullanılıyor. Hizbullahçılar Kantar Kavşağı bölgesinde toplanıyorlar, ellerinde silahlar olmasına rağmen polis onlara müdahale etmiyor. Hüda-Par’a müdahale etmeyen polis sokaktaki eylemcilere gerçek mermiyle saldırıyor. Bunlara karşılık YDG-H üyeleri dün gece 3 silah dükkanını yağmalayarak silahlandı. Ara sokaklarda yakılmış lastikler, araçlar ve barikatlar var. Akşam saatlerinde çatışmaların şiddetlenmesini bekliyoruz”.

‘SOKAKLAR DARBE DÖNEMİ GİBİ’

Sokağa çıkma yasağının gündelik hayat üzerindeki felç edici etkisine de değiniyor Zehra Doğan, insanların hiçbir ihtiyacını karşılayamadığını anlatıyor. “Trafik polisleri sokağa çıkma yasağı olduğu için yoldaki araçlara ceza kesiyor”. Polis hoparlörlerinden yapılan anonslar da insanlara korku salıyor: “Yarın sabah 6’ya kadar ilan edilen sokağa çıkma yasağına uymayanlar gerekli şekilde cezalandırılacaktır”. Doğan anonslar, helikopterler ve sokak başlarında bekleyen tanklar ile durumun darbe sonrası dönemi andırdığını söylüyor.

Böyle bir ortamda gazetecilik yapmak da çok zor. Hüda-Par’lıların birkaç gün önce ofislerine gelip “Bizimle ilgili haber yapmışsınız, geri çekin” diye kendilerini tehdit ettiğini, önceki günden itibaren bazı dernekleri basan Hüda-Par’ın JİNHA ofisini basmasından endişelendiklerini belirten Zehra Doğan şöyle devam ediyor sözlerine: “Gazeteciler olarak çok endişeliyiz.

‘ARKADAŞLARIMIZLA VEDALAŞIYORUZ’

Arkadaşlarımızla habere çıkarken birbirimizi bir daha göremeyecekmiş gibi vedalaşıyoruz. Bu gerçekten abartı değil, çünkü sokakta hem polislerin, hem eylemcilerin, hem de İslamcı çetelerin saldırı tehdidi altındayız. Üstelik kim olduğu bilinmeyen çeteler kol geziyor sokaklarda. 2006’da Diyarbakır’da gerçekleşen büyük eylemlerde yüzlerce kişi basının çektiği görüntüler aracılığıyla tutuklandı, onlarca yıl cezalara çarptırıldı, bu yüzden eylemciler basına tepkili. Biz kendimizi tanıtınca görüntü almamıza izin veriyorlar ama tanıtana kadar saldırıyorlar.

ÖFKE IŞİD’DEN ÇOK AKP’YE

09 zehrafoto1 02

Haberi hazırladıktan sonra, akşam saatlerinde tekrar konuştuğumuz Zehra Doğan, birlikte haber yaptıkları DİHA muhabiri Hasan Yoldaş’ın polisler tarafından “birini tehdit etmişsin” gibi muğlak bir gerekçeyle gözaltına alındığını, polislerin başka bir açıklama yapmadan Yoldaş’ı götürdüğünü anlattı

Arkadaşlarımız darp edildi, ben de 2 günde iki kere darp edildim. Bir sokaktan diğerine geçince yine kendimizi tanıtmak zorunda kalıyoruz”. Ayrıca sokaktaki herkesin Kürt basınını tanımadığını, eylemcilerin büyük kısmının örgütsüz insanlar olduğunu da belirtiyor. Anlattığına göre insanlar gerçekten hükümet politikalarından bıktığı için sokağa çıkmış durumda: “Burada halk için Siirt, Batman neyse Kobane de o. Devlet 90’larda Kürt illerinde Hizbullah’ı kullandı. Burada herkesin Hizbullah tarafından öldürülmüş bir akrabası, tanıdığı vardır. Ve şimdi IŞİD, Hizbullah gibi çetelerin Kürdistan’da yayılması, devletin bunları desteklemesi veya göz yumması insanları isyan ettiriyor. AKP’ye olan öfkeleri IŞİD’e olan öfkelerinden büyük. Örgütsüz insanlar evlerinden sokağa koltuk indirip yakıyor, sokağa çıkamayanlar pencerelerden tencere tava çalıyor, bu tepkinin büyüklüğünü anlatabilecek bir örnek”.

SOKAKLAR NASIL SAKİNLEŞECEK?

Sokakların nasıl sakinleşeceğini sorduğumda, hükümetin artık bu kadar çok katliam yapmış İslamcı çetelerle arasına net bir çizgi çekmesi, onlarla mücadele etmesi gerektiğini söylüyor. “İnsanlar sokakta polisin Hüda-Par’ı koruduğunu görünce tepki gösteriyor. Bu adımların yanı sıra, Kobane’ye dair yapıcı açıklamalar sokakları sakinleştirecektir. Ama bir yanda çözüm süreci varken bir yanda Kobane’deki yönetimi IŞİD’le bir tutan anlayış yangına körükle gitmek oluyor”.

JİNHA’nın kurucularından olan Zehra Doğan ile görüşmemize polisin kapıcılarını gözaltına almaya çalışması nedeniyle ara vermek zorunda kalıyoruz. Sonrasında ise tankların ve silah seslerinin arasında haber yapmak için sokağa çıkıyor, diğer gazetecilerle birlikte.

About onurerem

journalist @ birgün newspaper. twitter.com/onurerem
Bu yazı Haber, Söyleşi içinde yayınlandı ve , , , , , , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s