İsrail seçimlerinin sonuçlarını değerlendiren uzmanlar, eski siyasetçilerin çoğunun meclise girememesi ve sürpriz sonuçların çıkması nedeniyle seçimi Türkiye’nin 2002 seçimlerine benzetiyor
ONUR EREM
İstanbul’daki Kadir Has Üniversitesi’nde bir araya gelen uzmanlar İsrail’de önceki gün yapılan seçimlerin sonuçlarını değerlendirdi. Ortak kanı, seçim sonuçlarının sürpriz olduğu. Toplantıda yeni hükümetin Türkiye’den özür dileme ihtimali olduğu, ancak bunun bir yakınlaşma anlamına gelemeyeceği sonucu çıktı.
HÜKÜMETİ KİM KURAR BİLİNMİYOR
Salih Bıçakçı (Işık Üniversitesi Öretim Üyesi): Sol büyük bir sürpriz yaptı. Arap-Yahudi ortak hareketleri de önemli miktarda oy aldı. Eskiden seçimlere çok ilgi göstermezlerdi, ama Birleşmiş Milletler’deki Filistin oylaması belli ki onları etkilemiş. Şu anda oy dağılımı sağda da solda da yüzde 50 (60 oy). Merkez sol koalisyonda İşçi Partisi, Hatnuah, Yesh Atid ve Haredi Partiler yer alabilir. Seçimden önce bu çok düşük bir ihtimal olarak gözüküyordu ama şimdi mümkün olduğunu görüyoruz.
İsrail’in ortalama evlerinin bile fiyatları milyon dolara çıktı. Bu yüzden ekonomik olarak orta sınıf çok zorda. Arap Baharı’nın başladığında büyük protestolar vardı hatırlarsanız. Göçmenler de sağdan tepki topluyor. Bu nedenle oylar sola kaydı. Meclis’e ilk defa bir Somalili girdi, çok önemli bir gelişme.
Ama bir merkez sağ koalisyon da mümkün. Likud-Beiteynu, Hatnuah, Yeş Ati ve diğer sağ partilerden oluşan bir sağ koalisyon ihtimali var. Böyle bir durumda en az 150 bin yeni ev yapılacak Filistin topraklarına.
Yeni hükümet Türkiye’den özür dilese bile Türkiye’nin bu özrü kabul edeceğini sanmıyorum. Türkiye-İran arasındaki bölgesel liderlik yarışması Filistin üzerinden gidiyor ama Türkiye, İsrail ile Filistin konusunu görüşemez hale geldi – bu yüzden Türkiye Mısır’ın arkasında kalıyor.
ARTAN EV FİYATLARI OYLARI SOLA GETİRDİ
Louis Fishman (Sabancı Üniversitesi Öğretim Görevlisi): İsrail’de artık halk değişim istiyor. İlk defa dindar partilerin yer almadığı bir koalisyon kurulması ihtimali var. Orta sınıf da ilk defa seçimde gücünü hissettirdi, iktidara “sadece dindar insanların sonuçlarıyla ilgilenmeyi bırak, bizim sorunlarımızla da ilgilen” dedi. Gençler, artık yeni neslin sesini dinleyen bir iktidar istiyor.
Bu açıdan Türkiye’nin 2002 seçimlerine benzetebiliriz. Çünkü milletvekillerinin neredeyse yarısı meclise giremedi. Sağcı partiler çok büyük oy kayıpları yaşadı. Şimdi yepyeni milletvekilleriyle karşı karşıyayız. Radyo ve televizyon sunucularını aday gösteren partiler gençlerin oylarını aldı.
Genel tabloya baktığımızda ise merkez sağ ittifakın oluşacağını düşünüyorum. Seçim sonuçlarına dair konuşan Netanyahu, “Benim için en önemli olan şeyler sırasıyla, İran, ekonomi, dışişleri, ordu ve ev fiyatları” diyerek ev fiyatları nedeniyle sola oy veren seçmenlere de seslendi.
Yeni hükümetin Türkiye’den özür dileyeceğini düşünüyorum. İsrail’deki bütün politikacılar artık özür dilenmesi konusunda hemfikir. Çünkü İsrail artık Orta Doğu’da yanlız kaldı. Eskiden büyük destek veren Mübarek rejimi vardı, artık yok.
İSRAİL ÖZÜR DİLEMEZSE ERDOĞAN GÜÇ KAYBEDER
Karel Valansi (Şalom Gazetesi köşe yazarı): Bu seçimlerde sağ ile aşırı sağın rekabeti olacağı düşünülürken ultra-ortodoksların askerlikten muaf tutulma tartışmaları aşırı sağın oylarını düşürdü. En büyük düşüş Kadima partisinde oldu, sadece 2 sandalye aldılar, neredeyse barajı geçemeyeceklerdi.
Seçmenler ilk defa güvenlik politikalarını bir kenara bırakarak ekonomik sorunlarıyla birlikte oy verdi. Bu tarihte bir ilk. Bunun bir diğer nedeni de halkın Orta Doğu’da yalnızlaştıklarını hissetmesi. İsrailliler her ne kadar iki devletli çözümü destekleseler de artık toprak karşılığında barışın gelmeyeceğini düşünüyorlar. İsrail 2005’te Gazze’den tek taraflı çekildi, Hamas gücü ele geçirdi ve Gazze’yi küçük bir İran’a çevirdi. Halk artık barışın toprak vererek gelmeyeceğini anladı.
Hükümetin Filistin ile müzakereleri tamamen kesmesi, yıllardır barış adına tek bir ilerleme sağlamaması halkın tepkisini çekti. Sağın oy kaybının nedenlerinden biri de budur.
Yeni hükümet Türkiye’den özür dilese bile ilişkilerde bir yakınlaşma olmayacak. En fazla normalleşme olur. Ama Türkiye’nin bu normalleşmeye çok ihtiyacı var. Çünkü Erdoğan, İsrail ile Filistin konusu hakkında görüşemez hale geldi ve Sünni Arapların lideri olma özelliğini Mursi’ye kaptırdı.
SOKAĞI TAKİP EDEN OYLARI ALDI
Ufuk Ulutaş (SETA araştırmacısı – OHİO State Üniversitesi’nde doktora öğrencisi):
Seçim kararının alındığı zamanlarda Netanyahu o kadar emindi ki seçim sonuçlarından, oylarının artacağını düşünüyordu. Zira 3 yıl boyunca hükümeti devam ettirmişti, bir erken seçimler ülkesi olan İsrail için bu bir başarıydı. Ama yanıldı.
Netanyahu bu seçim sonuçlarıyla hükümet kurup başbakan olabilse bile eskisine oranla çok güçsüz bir başbakan olacak. Popülist politikalara sahip Netanyahu’nun orta sınıfı kaybetmesi çok önemli.
İsrail’de geçen yılki çadır protestoları döneminde ülkenin 10’da biri sokaklardaydı. Bu çok önemli bir rakam. O dönem “bu hareketi kazanan seçimi alır” deniyordu. Bugün, bunu sol partilerin başardığını görüyoruz.
Eski siyasetçilerin önemli bir kısmı bu seçimle silindi. Yolsuzluklardan bıkan halk, yeni ve temiz isimler görmek istedi. Siyaset sahnesine yeni giren Yesh Atid’i kimse henüz tanımıyor. Bir yandan ‘Filistin sorununu çözeceğiz’ diyor, diğer yandan ‘Kudüs pazarlık konusu bile olamaz’ diyor. Gerçekçi olmayan söylemleri nedeniyle Cem Uzan’ın Genç Parti’sine benzetebiliriz.
Arap partileri ise birbirleri arasında farklı politikalara sahip. Bugüne kadar hiçbir koalisyona dahil olamayan Araplar, nüfusun yüzde 20’sini oluşturmasına rağmen İsrail demokrasisine inanmadıkları için sandığa gitmiyorlar.
Sonuç olarak merkez sağ, merkez sol partilerin ittifakını da görebiliriz – iki kanatta da dinci partilere karşı birleşme potansiyeli var. İsrail’deki dinci-seküler ayrımı böyle bir durumda daha da netleşmiş olur. Ancak ne olursa olsun, Filistin sorununun bu dönemde de, hatta bir sonraki dönemde de çözüleceğini düşünmüyorum. İsrail’e göstermelik uluslararası baskılar yerine gerçek bir baskı uygulanmadığı sürece bu sorunu çözmek için adım atmaya ihtiyaçları olmaz.
Bu yüzden İsrail ile aramızdaki ilişkinin hiçbir zaman tam olarak normalleşebileceğini düşünmüyorum. Çünkü on yıllardır iki ülke arasındaki krizlere baktığımızda hep Filistin sorununu görüyoruz. Bugün İsrail Türkiye’den özür dilese, hatta Gazze ablukasını kaldırsa bile Gazze’ye yapılacak ilk saldırıda ilişkiler yine kesilecektir.
-
Diğer 3.007 aboneye katılın
4 Mayıs 2012'de site açıldığından beri yazılarım
- 240.771 kere okundu.
Tweets
onurerem tweetleriİçerik Kullanım Şartları
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivs 3.0 Unported License. Eserin bütünlüğünü bozmamak, yaratıcılarını belirtmek ve kâr amacıyla kullanmamak kaydıyla bu sitedeki içerikleri dilediğiniz gibi kullanabilirsiniz.-
En Yeniler
- Kargu-2: BM raporuna giren ilk otonom SİHA hakkında neler biliniyor?
- Merkez Bankası: TCMB rezervlerindeki düşüş ne anlama geliyor?
- Üniversitede sahte bilim kongresi!
- Filistin’i işgal etmem dedi, 6. defa hapis cezası aldı
- Roboski’den Suruç’a barış yürüyüşü başlıyor
- Sermaye talanı her yerde, direniş de!
- ‘Hayvan deneyleri yasağı göstermelik’
- Düşünce Suçları Müzesi’ni uluslararası bir ağa dönüştürmek istiyoruz
- Savaş yangını
- İtiraz sonuç verdi, WordPress açıldı
Arşiv
- Haziran 2021
- Nisan 2021
- Ağustos 2015
- Temmuz 2015
- Haziran 2015
- Mayıs 2015
- Nisan 2015
- Mart 2015
- Şubat 2015
- Ocak 2015
- Aralık 2014
- Kasım 2014
- Ekim 2014
- Eylül 2014
- Ağustos 2014
- Temmuz 2014
- Mayıs 2014
- Mart 2014
- Şubat 2014
- Ocak 2014
- Aralık 2013
- Kasım 2013
- Temmuz 2013
- Haziran 2013
- Mayıs 2013
- Nisan 2013
- Mart 2013
- Şubat 2013
- Ocak 2013
- Aralık 2012
- Kasım 2012
- Ekim 2012
- Eylül 2012
- Ağustos 2012
- Temmuz 2012
- Haziran 2012
- Mayıs 2012
Sayfalar
RSS için tıklayın