Kışlada öldürülen Sevag Balıkçı’nın ailesi, mahkemenin ‘kaza sonucu öldü’ kararının ardından dün düzenledikleri basın toplantısında konuştu: Evimizin neşesi, kara gözlü oğlumuzu soykırımın yıldönümünde, 24 Nisan’da, Paskalya Bayramı’nda öldürmeleri tesadüf olamaz. Komutanların baskısıyla askerler ifadelerini değiştirdi
—
Sevag İçin Adalet Girişimi, Diyarbakır 2. Taktik Hava Kuvvet Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nin önceki gün ‘Sevag Balıkçı kaza sonucu öldürülmüştür’ diyerek Kıvanç Ağaoğlu’nu ”taksirle adam öldürme” suçundan 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezasına çarptırmasının ardından dün İstanbul Beyoğlu’nda bir basın toplantısı düzenleyerek kararı değerlendirdi.
Toplantıda konuşan İsmail Cem Halavurt 2 yıldır bunun basit bir kaza olmadığını, olamayacağını anlatmaya çalıştıklarını ancak askeri mahkemenin kendilerini dinlemediğini ifade etti. “Olayda sorumluluğu bulunan şahısların soruşturmanın ileriki aşamalarına kadar görevlerinden alınmamaları, askerler üzerinde baskı kurarak delillerin karartılmasına yol açtı” diyen Halavurt, bir tanığın beyanıyla askerler üzerinde kurulan baskının ne kadar büyük olduğunu kanıtladıklarını ve bu nedenle komutanların tutuklu yargılanması gerektiğini mahkemeye bildirdiklerini, ancak mahkemenin bu talebi reddederek komutanlar hakkında ‘tanıkları baskı altında etkilemek’ gerekçesiyle bir soruşturma açtığını anlattı.
‘TERHİS OLAN TANIKLAR TEKRAR DİNLENEBİLİRDİ’
Olay ıssız bir bölgede tel çekerken gerçekleştiği için yalnızca tanıkların ifadesiyle olayın aydınlatılabileceğini söyleyen Halavurt “Tanıklar terhis olduktan sonra üzerlerindeki baskı bitmiş olacağı için soruşturmanın genişletilmesi ve tekrar ifadelerinin alınmasını talep ettik ancak mahkeme talebimizi reddetti” diye konuştu. Halavurt ayrıca Sevag’ın katili ile Uludure katliamı ve Afyon’daki patlamaların sorumluların sistem tarafından benzer şekillerde kollandığına dikkat çekti.
‘ŞEHİT SAYMIYORLARSA HRİSTİYANLARI ASKERE ALMASINLAR’
Sevag’ın babası Garabet Balıkçı ise davanın sonunda öğrenmek istediklerini öğrenemediklerini, öteki olduklarının kendilerine tekrar hatırladığını söyledi. Duygusal anlar yaşayan ve konuşmakta zorlanan baba “Sevag sanatkar bir çocuktu, benimle birlikte çalışırdı. Irkçı bir cinayete bu kadar az ceza verilmesini kabul etmemiz mümkün değil. Sevag’ın öldürülmesinin ardından askerde ölen Hristiyanların şehit sayılmadığı söylendi. O zaman diyorum ki Türkiye’de Hristiyanları askere almasınlar” diye konuştu.
Sevag’ın annesi Ani Balıkçı da konuşmasına sorularına cevap alamadıklarını söyleyerek başladı. Konuşurken gözleri dolan anne “Biz önce insan, sonra Ermeniyiz. Ama bazı fraksiyonlara katılmış insanlar bunu kabul etmiyor. Önce mezheplerimize bakarak ötekileştiriyor, sonra da insan olarak görmeyip öldürüyorlar bizi. Sevag belki yaptığı işlerle tanınacaktı, ama bu şekilde tanındı. Çok da isteyerek gitmediği askerlikte ırkçı bir cinayete kurban gideceğini hiç düşünmemiştik. Yüz yıl önce bu topraklardan kovulan Ermeni sanatkarlar gibi ayrıldı aramızdan” ifadelerini kullandı.
“ÇOCUKLARINA SARILIRKEN SEVAG’I
ANNELERİNE SARILIRKEN BENİ DÜŞÜNSÜNLER”
“Dava süresince hep tırnaklarımı ellerime batırdım, sesimi çıkarmamaya çalıştım” diyen anne, askerlerle ilk konuştuklarında Sevag’a karşı ‘Vururum seni tombulum’, ‘Yediğin Paskalya çöreği son çöreğin olsun’, ‘Ermenistan’la savaş çıksa ilk seni öldürürüz’ gibi sözlerin söylendiğini öğrendiklerini, ancak komutanların baskısıyla mahkemede ifadelerin değiştiğini anlattı. Ani Balıkçı sözlerini “Bu kararı verenler çocuklarına sarılırken Sevag’ı, annelerine sarılırken beni düşünsünler. Benim evde 2 hayvanım var, onlara en ufak bir şey olduğunda bile o kadar üzülüyoruz, ama komutanlarda bu kadarcık bile his yokmuş demek ki. ‘Tüfeğin önünde durmasaydı’ diyorlar” diye tamamladı.
4 YIL CEZA ALDI 1 YIL YATACAK
Son konuşmacı olan Nor Zatonk’tan Melis Tantan ise Kıvanç Ağaoğlu’na 4 yıl 5 ay 10 gün ceza verildiğini, ancak Ağaoğlu’nun 1 yıl 8 ay açık cezaevinde yattıktan sonra denetimli serbestlik yasasından faydalanarak hapisten çıkacağını anlattı. “Bu dava aynen Hrant Dink davası gibi bir tiyatro. Mahkeme ölüm nedenini hâlâ açıklayamadı. Devlet yine katili ödüllendirdi. Kışlada ölenlerin arasında hep Kürtlerin, Alevilerin, Ermenilerin olması durumu özetliyor. Katilin elindeki silahı doldurarak Sevag’a doğrultması ve şakalaştığını söylemesi zihniyetini gösteriyor zaten” diyen Tantan zorunlu askerliğin sonlandırılması ve askeri mahkemelerin bir an önce lağvedilerek bütün davalara sivil mahkemelerin bakması gerektiğini söyledi.