“Savaş on yıl sürebilir, hazırlıklı olmalıyız”
Rojavalı siyasetçiler bölgedeki son gelişmeleri yorumladı: “Mevcut durum bağımsız devlet ilan etmeye de uygun, ancak devletler doğası gereği eşitlikçi ve özgürlükçü olamaz. Bu yüzden devlet kurmak değil demokratik yaşam inşa etmek istiyoruz”
ONUR EREM 20.06.2014
Rojavalı siyasetçiler önceki gün İstanbul’da bir basın toplantısı düzenledi. 78’liler Girişimi’nin örgütlediği toplantıda Rajava Halk Meclisi (Rojava’daki 3 kantonun meclislerinin bağlı olduğu üst meclis) Eşbaşkanı Abdülselam Ahmet, PYD Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Başira Derviş, Kürt Sol Partisi Genel Sekreteri Muhammet Musa ve Rojava Demokratik Halk Hareketi Sözcüsü Çınar Salih bölgedeki son durumu anlattı. İşte bölgedeki güçlerle ilişkileri, Rojava’nın özyönetim ve Suriye’nin geleceğine dair öngörüleri:
KUTU: Rejim ile ilişkiler: Esad’dan beklentimiz yok
Abdülselam Ahmet: Suriyeli Kürtler 1967’den beri Baas rejiminin yönetimi altında. Tek devlet, tek bayrak, tek parti zihniyeti Suriye’de yaşayan halkların haklarını yok sayıyordu. Ülkede başlayan isyandan sonra biz üçüncü bir yolun mümkün olduğunu göstermek istedik. Kendi bölgemizi korumaya odaklandık. Önce Özgür Suriye Ordusu ve rejim güçlerini bölgemizden çıkardık. Sonra El Nusra ve IŞİD gibi güçlere karşı kentlerimizi savunduk. Rejim güçleri İran ve Hizbullah’tan aldığı destekle, Rusya’nın da desteğiyle büyüyor. Rejimle aramızda hiçbir diyalog ve ittifak yoktur. Rejim Kürtlere hala inkarcı bir bakış açısına sahip. Reformlar için hiçbir adım attığı yok. Tek bayrak, tek devlet, tek parti mantığına sahip. Esad güçleriyle de çatışmalar oluyor aramızda. İlerki dönemlerde yine o günkü duruma göre rejime karşı pozisyonumuzu alacağız.
Muhammet Musa: Biz biliyoruz ki rejim ne Suriye’de ne de Rojava’daki sorunlara cevap verebilecek güçtedir. Bu yüzden de demokratik özerkliğin kurulması her zaman bir önceliktir. İran’dan Lübnan’ın kuzeyine kadar bir savaşın varlığından bahsedebiliriz. Savaş bittiğinde sistemin eski şekliyle kurulma ihtimali yoktur. Bu savaşla rejim kendi ülkesini harap etti, yüzbinlerce insanı katletti, milyonlarca insanın göçmesine yol açtı.
KUTU: Muhalefet ile ilişkiler: Önemimizi yeni kavradılar
Muhammet Musa: Diplomatik ilişkilerimizi geliştirmek için komiteler kurduk. Suriye’deki Arap muhalefeti, Türkmen Meclisi, Asuri Örgütü, Müslüman Kardeşler gibi örgütlerle temas halindeyiz. İstanbul’da da Suriye Ulusal Konseyi temsilcileriyle görüşüyüruz. Suriye Ulusal Konseyi kurulurken Esad’ın 3-4 ay içinde düşeceğini düşünüyorlardı. Bu yüzden Kürtleri konseye almadan kendi çözümlerini Suriye halklarına dayatabileceklerini düşündüler. Biz Cenevre’de temsiliyet isterken onlar Kürtleri kendi içlerinde eritmeye çalıştılar. Ama şimdi Özgür Suriye Ordusu’nun gerilemesi, muhalefetin birbirine düşmesi ve Kürtlerin başarılı bir yönetim kurmasının ardından bize bakışları değişti. Suriye’de Kürtler olmadan kalıcı bir çözüm olamayacağını bölgede çıkarları olan tüm güçler anlamalı.
KUTU: IŞİD’e karşı direniş: Yeni ittifaklar mümkün
Başira Derviş: IŞİD yalnızca Kürtlere değil, Orta Doğu’daki tüm halklara saldıran büyük bir tehdit. Kendilerinden olmayan herkesi öldürüyorlar. Serekani’de Ezidileri öldürdüler, başka yerlerde İncil yaktılar, Araplara ve türbelere saldırdılar. IŞİD tehtidine karşı yalnızca Peşmerge ve PYD’nin birleşmesi yeterli değil. Bu tehdit Türkler, Kürtler ve Araplar’ın da yeni ittifaklar kurmalarına aracı olabilir.
Abdülselam Ahmet: IŞİD’in Musul’a geçişiyle birlikte Irak-Suriye sınırı ortadan kalktı. Yeni haritalar çiziliyor, mezhepsel ayrılıklar artıyor. Biz demokratik güçlerimizle bunlara karşı durmaya çalışacağız. Irak Kürdistanı’yla aramızda görüşmeler mevcut. Birlikte IŞİD’e karşı savaştığımız bölgeler oldu.
KUTU: Rojava’da özyönetim: Mecliste azınlıklara artırılmış temsiliyet
Çınar Salih: Ulus devlet modelleri halkların birbirlerine karşı önyargılar geliştirmesine yol açıyor. Kürtler, Türkler ve Arapları birbirine düşürüyor bu model. Bizim yönetim anlayışımızda bayrak ve vatan gibi kavramlar kutsal değildir. Bizim için demokratik özerklik ideallerimiz ve insanların hayatı kutsaldır. Devletlerin hiçbir zaman demokratik, eşitlikçi ve özgürlükçü olabileceğini düşünmüyoruz. Bölgedeki mevcut durum bağımsız bir devlet ilan etmeye müsait olsa da bu yüzden böyle bir şey gerçekleştirmiyoruz. Bizim için esas mesele nasıl birlikte, barış içinde yaşayabileceğimiz. Bunun için ideal model demokratik özerkliktir.
Aldülselam Ahmet: Çıkardığımız seçim kanunuyla birlikte azınlıklara minimum yüzde 10’luk kota koyduk. Türkmenler ve diğer azınlıkların her birinin meclisteki temsiliyeti yüzde 10’un altına düşmeyecek.
KUTU: Kadın hakları: Rojava’da kadın devrimi var
Çınar Salih: Toplumda kadının varlığı odaklandığımız en önemli noktalardan biri. Bu sayede Rojava’nın her yanında kadın devrimi kendini hissettiriyor. Kadınlar bazen genel birliklerle, bazen kendi birlikleriyle IŞİD gibi örgütlere karşı cesurca direniyor. YPJ’nin (Kadın Savunma Birlikleri) içinde evli ve çocuklu kadınlar da var. Silahların sesini uzaktan duyunca kaçanlar varken, YPJ El Kaide’nin dört emirini öldürmeyi başardı. Rojava’da küçük birimlerden en üst birimlere kadar kadınlar yönetimi erkeklerle yarı yarıya paylaşmış durumdadır. En küçük komünlerden meclislere kadar eşbaşkanlık sistemini uyguluyoruz. Eşbaşkanlık sistemi ailelere kadar inecek. Esas devrim budur. Suriye ve Rojava, yıllar boyunca laikliği içselleştirmiş bir bölge olmuştur. Bu nedenle kadınlar üzerinde din kökenli ağır bir baskı olmamıştı, diğer bölgelere kıyasla. Bu da hedeflerimizi halkın daha kolay benimsemesini sağlıyor.
KUTU: Türkiye ile ilişkiler: Hükümet tavrını değiştirmeli
Abdülselam Ahmet: Çözüm sürecini destekliyoruz.Türkiye kendi içindeki Kürtlerle barışmalı. Eğer bunu başarırlars zaten diğer bölgelerdeki Kürtlerle de iyi bir ilişki kuracaktır. Türkiye’nin Kürt özerk bölgelerini desteklemesi lazım. Bu bölgelerin IŞİD’in eline geçmesi Türkiye’ye büyük zarar verecektir. Hüseyin Çelik’in “Kürt halkının kendi yönetimini tanıyabiliriz” açıklamasını olumlu görüyoruz. Türkiye ile sınır sorunumuz var. Türkiye sınırımıza duvar örüyor. Sınırların bir an önce açılması lazım. Halkların arasına duvarlar, sınırlar örülmemeli. Biz halklar arasındaki tüm engellerin kalkması için uğraşıyoruz.
KUTU: Suriye’nin geleceği: Savaş 10 yıl sürebilir
Abdülselam Ahmet: Suriye’deki mevcut durum 10 yıl daha sürebilir. Savaş bittiğinde ülkede geriye üç güç kalacağını düşünüyoruz: Rejim güçleri, IŞİD ve Kürtler. Demokratik Arap muhalefeti gücünü yitiriyor. Bugün rejime karşı savaşan örgütlerin neredeyse tamamı İslamcı örgütler. ÖSO gücünü yitirdi.