Venezuela, kapitalizm ve iklim değişikliği

Venezuela, kapitalizm ve iklim değişikliği

İklim değişikliğine karşı mücadele etmek ve doğayı korumak için kapitalist ekonomiyi baştan aşağı değiştirmek gerektiği söylense de bu sadece lafta kalırdı. Venezuela işte bunu hayata geçirmeyi başarıyor

CALEB MAUPIN* | BİRGÜN İÇİN ÇEVİREN: ONUR EREM | 21.06.2014

* Politik analist, Uluslararası Eylem Merkezi aktivisti ve İşçi Dünyası Partisi üyesi.

İklim değişikliği neredeyse herkes için büyük bir sorun. Bu felaketin varlığını reddeden küçük bir azınlığı saymazsak bilimsel araştırmalar ve yayınlanan raporlar hepimizi korkutuyor. Korkunun kaynağı yalnızca kağıt üzerindeki satırlar değil – iklim değişikliğinin sonuçları artık kasırgalar, yükselen deniz seviyeleri ve artan sel felaketleri ile hayatımızın bir parçası haline geldi. Karşımıza başka nelerin çıkabileceğini düşünmek dahi istemiyoruz. Buna karşı “bir şey yapmalı” demenin dışında ne yapabiliriz ki?

Dünya çapında hükümetler çevre krizleri ve iklim kaynaklı felaketlere farklı tepkiler veriyor, çeşitli anlaşmalar imzalanıyor, uluslararası konferanslar düzenleniyor, ekosistemi korumak için araştırmaların verilerinden yola çıkan planlar hazırlanıyor ama hükümetlerin bu konuda seferber olduğunu söyleyemeyiz. Bir istisnayla: Venezuela.

İKLİM DEĞİL SİSTEM DEĞİŞMELİ

Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti geçen ayın sonunda iklim değişikliğiyle savaş planını açıkladı. Venezuela’nın Birleşmiş Milletler Misyonu’ndan Claudia Salerno ülkesinin iklim değişikliğiyle mücadelede geldiği noktayı anlatmak için özel bir basın toplantısı düzenledi. Toplantının sonucunu şöyle özetleyebiliriz: Venezuela’nın planı iklimi değil sistemi değiştirmek.

Toplantıda paylaştığı planın detayları, Venezuela hükümetinin diğer hükümetlerin bir adım önünde olduğunu gösteriyor. Dünya çapında hükümetlerin bu konuda adım atmasının önünde tek bir engel var: Kâr. Doğa katliamını engelleyecek önlemler ayırmak demek, doğa sömürüsünün ve böylece milyarderlerin ceplerine girecek paranın azalması anlamına geliyor. Sermaye her alanda olduğu gibi doğa konusunda da kendisini kısıtlayacak düzenlemelere karşı çıkıyor. Oysa Salerno’nun dediği gibi, doğaya zarar veren şey ekonomilerimiz.

VENEZUELA’NIN EŞSİZ PROGRAMI

Venezuela bugüne kadar bu konuda çok şey başardı. Doğayı koruma yükümlülüğü Bolivarcı Anayasa’ya yazılıp unutulmuş bir madde değil. Ülke büyük miktarda petrol ihrac etse de ülke içindeki enerji tüketiminin yüzde 70’ini hidroelektrikten karşılıyor. Hükümetin alternatif enerjiye yaptığı yatırım yıllık 500 milyon dolar. 155 milyon eski tip ampul, tasarruflu ampul ile değiştirildi. Yeni geliştirilen bir program ile evlerdeki verimsiz beyaz eşyalar da en verimli sınıftakilerle değiştirilecek.

Ülkede toplam 58 milyon hektarlık orman koruma altında (Türkiye’deki toplam orman ve koru miktarının yaklaşık 3 katı, ç.n.) ve geçmişte ormansızlaştırılan bölgeler için dev yeniden ormanlaştırma projeleri yürütülüyor. Sürekli büyüyen ve modernize edilen toplu taşıma sistemi hem kırsal alanla kentler arasındaki ulaşımı kolaylaştırarak iki bölge arasında yaratılmış olan ayrımı ortadan kaldırırken hem de sera gazı salımını verimli toplu taşıma ile azaltıyor.

Salerno’nun toplantıda açıkladığı gibi, iklim değişikliğiyle mücadele için yalnızca hükümetlerin çabası yetmez. Toplumun bu meselenin önemini kavraması için kitlesel farkındalık kampanyaları düzenlenmeli. Venezuela’nın katılımcı demokratik yapısı bunun için önemli bir kolaylaştırıcı. Ayrıca doğanın eğitimdeki önemi de artırılıyor: “İnsanları eğittiğiniz zaman çevreyi daha az kirletiyorlar” diyor Salerno.

MÜCADELEDE DÜNYA LİDERİ

Venezuelalı yetkililer bugüne kadarki büyük başarılarını bile yetersiz görüyor, daha fazlasını istiyor. Bunun için iklim krizine karşı küresel bir diyalog ile gelecek nesillerin sağlıklı bir doğada yaşayabilmesini garanti altına alacak planlar geliştirmek istiyorlar. Birleşmiş Milletler’in uluslararası seviyede iklim alanında kararlar dikte edebilmesini sağlamak için BM içinde bir devrim öneriyorlar. Eğer tasarladıkları gibi, yasal bağlayıcılığı olan bir anlaşma imzalanırsa, ülkeler buna uymak zorunda kalacak.

Eğer küresel ekonomi bugünkü yapısıyla, Wall Street, Londra, Berlin ve Frankfurt’taki az sayıda bankanın emirleriyle işlemeye devam ederse hiçbir şey değilmez. Venezuela “Bolivarcı Süreç”in bir sonucu olarak iklim değişikliğine karşı mücadele dünyada liderliğe soyunurken kendi sınırları içinde aldığı önlemleri dünyaya da yaymak istiyor. Ekonominin yapısını değiştirerek iklim krizini çözmeye çalışma planının Wall Street’in kontrolünden kurtulmuş bir ülkeden gelmesi hiç de şaşırtıcı değil.

EKONOMİ TEMELDEN DEĞİŞMELİ

Çin çevreci teknoloji gelişimi alanında lider haline gelmişken, Küba kent bahçeleriyle dünyaya örnek olurken Venezuela da iklim krizine karşı mücadelede eşsiz bir ülke oldu. Zaten bu krize karşı Wall Street’in bir çözüm önermesini beklemek çok saçma olurdu. BP’nin “Petrolün ötesinde” reklamları, organik ve ekolojik ürünlerle ilgili pazarlama çalışmalarının dünyayı kurtaracağı yok.

Salerno Venezuela’daki süreci “her şeyi tabandan yukarıya doğru değiştirmek” olarak tanımlıyor. Böylesi değişimler de ancak, milyarderlerin kitleleri savaşlara, yoksulluğa ve iklim felaketine mahkum ettiği ekonomik sistemi baştan aşağı değiştirmekle mümkün olabilir.

About onurerem

journalist @ birgün newspaper. twitter.com/onurerem
Bu yazı Çeviri içinde yayınlandı ve , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s